27 Haziran 2016 Pazartesi

LABORATUVAR NÖBET ÜCRETİ %50 ARTIRIMLIMI? OLACAK


Mahkemeden önemli karar, nöbetlerde acil servise hizmet Laboratuvar çalışanlarına yüzde 50 artırımlı nöbet ücreti ödenmelidir.

















Mahkemeden önemli karar, nöbetlerde acil servise hizmet Laboratuvar çalışanlarına yüzde 50 artırımlı nöbet ücreti ödenmelidir. ..........-sen tarafından açılan dava sonucunda mahkeme laboratuvarda görev yapan laboratuvar teknisyenlerine acil servis birimine sürekli hizmet vererek nöbet tuttukları sürelerde nöbet ücretlerinin % 50 oranında artırımlı ödenmesine hükmetti.
.....................Devlet Hastanesinde laboratuvar biriminde görevli bir laboratuvar teknisyeninin nöbetlerde acil servis birimine sürekli hizmet verdiği için nöbet ücretlerinin yüzde 50 artırımlı ödenmesi için idareye bir başvuru yapmıştı. İdarenin başvuruyu reddetmesi üzerine ....................... tarafından dava açıldı.
Davayı görüşen Balıkesir İdare Mahkemesi verdiği kararda riskli birimlere nöbet süresince hizmet verenlerin bu birimlerin risk ve hizmet şartlarını geçici bir sürede olsa paylaştıkları ve nöbet ücretlerinin yüzde 50 artırımlı ödenmemesine ilişkin bir hüküm bulunmadığına dikkat çekildi. 

Mahkeme hastanede acil laboratuvar nöbeti tutan davacının nöbet tuttuğu süre zarfında acil servis hastalarına hizmet verdiğine dikkat çekerek, tuttuğu acil servis nöbetleri için yüzde 50 oranında artırımlı nöbet ücreti ödenmesi gerektiğine hükmetti.


13 Haziran 2016 Pazartesi

Savunma Alınmadan Disiplin Cezası Verilemez

657 sayılı Kanunun 130. maddesinde "Soruşturmayı yapanın veya yetkili disiplin kurulunun" alacağı savunma üzerine disiplin cezası verileceği belirtilmiştir. Danıştay İDDK, açılan bir davada, soruşturmacı tarafından alınan savunma yeterli görülerek Yüksek Disiplin Kurulunca görevden çıkarılan personel hakkında, Kurulun ayrıca savunma almamış olmasını gerekçe göstererek işlemi iptal etmiştir.


DANIŞTAY
İdarî Dava Daireleri Kurulu  
Esas No:2007/1846
Karar No:2011/66

Özeti:Savunma alınmadan disiplin cezası verilemeyeceği; savunma hakkının kullandırılması amacıyla ilgili hakkındaki iddiaların, bu iddiaların dayandığı delillerin, üzerine atılı fiillerin hukuki nitelendirmesinin ve önerilen disiplin cezasının bildirilmesinin zorunlu olduğu hakkında. 
Temyiz İsteminde Bulunan (Davalı) : Türkiye Elektrik İletim A.Ş. Genel Müdürlüğü  
Vekili: Av. ...  
Karşı Taraf (Davacı) : ...  
Vekili: Av. ...  

İstemin Özeti: Ankara 3. İdare Mahkemesinin 27.4.2007 günlü,   E:2007/50, K:2007/1088 sayılı ısrar kararının temyizen incelenerek bozulması davalı idare tarafından istenilmektedir.  

Savunmanın Özeti: Savunma verilmemiştir

Danıştay Tetkik Hakimi Burakhan Meiîkoğlu'nun Düşüncesi: Temyiz isteminin reddi ile ısrar kararının onanması gerektiği düşünülmektedir  

Danıştay Savcısı E, Nur Necefin Düşüncesi: İdare ve vergi mahkemelerince verilen kararların temyizen incelenerek bozulabilmesi için, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49 uncu maddesinin birinci fıkrasında belirtilen nedenlerin bulunması gerekmektedir.  

Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, söz konusu maddede yazılı nedenlerden hiçbirisine uymadığından, istemin reddi ile temyiz edilen İdare Mahkemesince verilen ısrar kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA  

Hüküm veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca, dosyanın tekemmül ettiği anlaşıldığından yürütmenin durdurulması istemi görüşülmeyerek dosya incelendi, gereği görüşüldü:  

Dava; davacının, "Türkiye Elektrik Üretim İletim Anonim Şirketi (TEAŞ) Genel Müdürlüğü Personel Yönetmeliğinin 23.maddesinin (e) bendi ile 24.maddesinin (g) bendi uyarınca şirketle ilişiğinin kesilmesi cezası ile cezalandırılmasına ilişkin TEİAŞ Yüksek Disiplin Kurulu'nun 15.9,2004 günlü, 9 sayılı kararının iptali istemiyle açılmıştır.

Ankara 3. İdare Mahkemesinin 30.6.2005 günlü, E:2.004/3374, K:2005/1099 sayılı kararıyla;Anayasa'nın 129, maddesinde, memurlar ve diğer kamu görevlilerine savunma hakkı tanınmadıkça disiplin cezası verilemeyeceğinin hükme bağlandığı; bu hükme göre savunma hakkının hukuka uygun şekilde kullanımının sağlanmasının idarenin görevi olduğu; olayda ise savunma hakkının kullanımı sağlanmadan ceza verildiğinin anlaşıldığı; bu durumda, savunma hakkı kullandırılmadan ceza verilmesinde hukuka uygunluk bulunmadığı gerekçesiyle dava konusu işlemin iptaline karar verilmiştir.  

Anılan karar, temyiz incelemesi sonucunda, Danıştay Onikinci Dairesinin 16.10.2006 günlü, E:2006/1148, K:2006/4012 sayılı kararıyla; dava konusu işlem tarihinde yürürlükte bulunan Türkiye Elektrik İletim Anonim Şirketi Gene! Müdürlüğü Personel Yönetmeliğinin "Disiplin Cezaları" başlıklı 18, maddesinde, şirket hizmetlerinin gereği gibi yürütülmesini sağlamak amacıyla görevleri ile ilgili kusurlu hareketleri görülen, işyerinde veya dışında şirketle ilgili mevzuata aykırı davranışlarda bulunan, kanun, tüzük, yönetmelik genelge ve diğer düzenlemelerde belirtilen ödevleri yerine getirmeyen, uyulması zorunlu kılınan hususlara uymayan veya yasaklanan işleri yapan personele 657 sayılı Kanunun ve 399 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin disiplin hükümlerinin uygulanacağı hükmüne yer verildiği; Yönetmelik maddesinin atıfta bulunduğu 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 130. maddesinde ise Devlet memurları hakkında savunma alınmadan disiplin cezası verilemeyeceği, soruşturma yapan veya disiplin kurulunun 7 günden az olmamak üzere verdiği süre içinde veya belirtilen bir tarihte savunmasını yapmayan memurun savunma hakkından vazgeçmiş sayılacağının hükme bağlandığı; olayda, soruşturmacı Başmüfettiş tarafından, 15.4.2004 tarihli yazıyla, üzerine atılı fiiller ayrıntılı bir şekilde belirtilmek suretiyle ve 7 gün süre verilerek davacıya soruşturma konularıyla ilgili sorular yöneltilmesi üzerine davacının sorulara yazılı olarak cevap verdiği görüldüğünden 657 sayılı Yasanın 130, maddesinde öngörülen savunma ile güdülen amacın gerçekleştiği sonucuna varıldığı; bu nedenle, uyuşmazlığın esası incelenerek bir karar verilmesi gerekirken, savunma hakkı kullandırmadığı gerekçesiyle dava konusu işlemin iptaline karar verilmesinde hukuki isabet görülmediği gerekçesiyle bozulmuş ise de; İdare Mahkemesince, bozma kararına uyulmayarak dava konusu işlemin iptali yolundaki ilk kararında ısrar edilmiştir. 

Davalı idare, Ankara 3, İdare Mahkemesinin 27.4.2007 güniü, E:2007/50, K:2007/1088 sayılı ısrar kararını temyiz etmekte ve bozulmasını istemektedir.  

Anayasa'nın 129/2. maddesinde, memurlar ve diğer kamu görevlileri ile kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları ve bunların üst kuruluşları mensuplarına savunma hakkı tanınmadıkça disiplin cezası verilemeyeceği hükme bağlanmıştır.  

Anılan Anayasa hükmünün gerekçesinde, "yapılacak disiplin kovuşturmalarında ve disiplin cezası uygulamasında ilgiliye isnadolunan hususun biidirilmesi, dinlenilmesi, savunmasını yapma imkanı tanınması bu madde ile güvence altına alınmaktadır" ifadelerine yer verilerek, disiplin cezaları ile ilgili olarak Anayasal güvenceye bağlanan savunma hakkının içeriği belirtilmiştir.

Anayasa Mahkemesinin, Avrupa İnsan Haklarını ve Ana Hürriyetleri Korumaya Dair Sözleşme'nin, savunma hakkının önemini ve gereğini vurgulayan 6. maddesini de dikkate alarak savunma hakkının niteliğini vurguladığı, 14.7.1998 günlü, 1997/41, 1998/47 sayılı kararında,herkesin kendisine yönelik isnadın nedeninden ve niteliğinden en kısa zamanda, anladığı bir dille ve ayrıntılı olarak haberdar edilmek hakkına sahip olduğu; olayı, isnadın nedenini ve hukukî niteliğini bilmeyen kişinin kendisini yeterince savunamayacağının açık olduğu, bu hususun, savunma hakkının temelini oluşturduğu belirtilmiştir  

Anayasa hükmü, gerekçesi ve Anayasa Mahkemesi kararı karşısında, disiplin cezaları ile ilgili olarak savunma hakkı kullandırılmadan disiplin cezası verilmesinin hukuken olanaklı olmadığı; savunma hakkının hukuka uygun şekilde kullanılabilmesi için de, ilgili kamu görevlisinin hakkındaki iddiaları, bu iddiaların dayandığı delilleri, üzerine atılı fillerin hukuki nitelendirmesini ve önerilen disiplin cezasını bilmesi gerektiği sonucuna varılmakta olup, tüm bu husular kendisine bildirilmeyen kişinin kendisini yeterince savunamayacağı açıktır.  

Anayasanın yukarıda aktarılan 129/2. maddesinin emredici nitelikteki hükmü uyarınca, 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun, memurların savunma haklarını düzenleyen 129/2. maddesinde, hakkında memurluktan çıkarma cezası istenen memurun, soruşturma evrakını incelemeye, tanık dinletmeye, disiplin kurulunda sözlü veya yazılı olarak kendisi veya vekili vasıtasıyla savunma yapma hakkına sahip olduğu ve 130. maddesinde, devlet memuru hakkında savunması alınmadan disiplin cezası verilemeyeceği, soruşturmayı yapanın veya yetkili disiplin kurulunun 7 günden az olmamak üzere verdiği süre içinde veya belirtilen bir tarihte savunmasını yapmayan memurun, savunma hakkından vazgeçmiş sayılacağı kurallarına yer verilmiştir.

Değinilen kurallar ile, savunma alınmadan disiplin cezası verilemeyeceği temel ilke olarak belirlendikten sonra, bu temel ilkenin uygulanması ile ilgili olarak, devlet memuriyetinden çıkarma cezaları için, öngörülen yaptırımın ağırlığı nedeniyle devlet memurları için güvence oluşturacak özel bazı kurallar belirlenerek disiplin cezası vermeye yetkili olan merciin savunma alması zorunlu kılınmıştır. Bu çerçevede, 657 sayılı Yasanın 130. maddesinde yer alan ve ilgili memurun savunma hakkından vazgeçmiş sayılacağı durumları düzenleyen kuralın, devlet memuriyetinden çıkarma cezaları için özel olarak öngörülen savunma alma zorunluluğunu ortadan kaldıracak şekilde yorumlanması hukuken olanaklı olmayıp soruşturma aşamasında soruşturmacı tarafından savunma alınmasının da anılan zorunluluğu ortadan kaldırmayacağı sonucuna varılmıştır.  

Anayasa ve 657 sayılı Yasa hükümleri ile ilgili olarak buraya kadar yapılmış olan değerlendirmeler bir arada dikkate alındığında; devlet memurunun veya diğer kamu görevlilerinin görevine son verilmesi sonucunu doğuran disiplin cezalarının verilebilmesi için, söz konusu disiplin cezalarını vermeye yetkili merciiler tarafından, ilgili kamu görevlisinin hakkındaki iddiaları, bu iddiaların dayandığı delilleri, üzerine atılı fillerin hukuki nitelendirmesini ve önerilen disiplin cezasını öğrenmesi sağlanarak, savunma yapmasına imkan tanınmasının hukuken zorunlu olduğu anlaşılmaktadır. 

 Dosyanın incelenmesinden, Türkiye Elektrik İletim A.Ş. Genel Müdürlüğünde ... Müdürü olarak görev yapmakta iken şirketle ilişiğinin kesilmesi cezası alarak davalı idare ile ilişiği kesilen davacı hakkında yine ... müdürü olarak görev yaptığı dönemle ilgili bir başka olay nedeniyle yürütülen soruşturma sırasında, 15.4.2004 tarihli yazıyla, 7 gün süre verilerek davacının soruşturulan olayla ilgili bilgisine başvurulduğu, davacı tarafından belirtilen yazıya cevaben sunulan yazıda soruşturulan olayla ilgili bilinenlerin anlatıldığı, soruşturma sonucunda düzenlenen raporda, Personel Yönetmeliğinin 23/(e) ve 24/(g) maddeleri uyarınca şirketle ilişiğinin kesilmesi cezası ile cezalandırılmasının önerildiği, soruşturma raporunun sunulduğu Türkiye Elektrik İletim A.Ş. Yüksek Disiplin Kurulu tarafından, PTT kanalıyla, yazılı savunmasının istenildiği, savunma isteme yazısının adresin kapalı olması nedeniyle iade edildiği, bu defa aynı yazının davacıya iletilmek üzere muhtarlığa teslim edildiği, ancak adresinde bulunamadığı belirtilerek yine iade edildiği; bilahare görevli iki memur eliyle evine gidilerek tebliğ edilmek istenilmiş ise de evde bulunamaması üzerine dava konusu Disiplin Kurulu kararıyla Müfettiş önerisinin kabulüne karar verilerek şirketle ilişiğinin kesilmesi cezası ile cezalandırıldığı anlaşılmıştır.

Davacıya verilen disiplin cezasının dayanağı olan Personel Yönetmeliğinin 19. maddesinde, şirketle ilişiğin kesilmesi cezası, personelin bir daha herhangi bir göreve atanmamak üzere şirketten çıkartılması olarak tanımlanmış; 25. maddesi ile söz konusu cezayı vermeye Yüksek Disiplin Kurulu yetkili kılınmış, 39. maddesi ile de Yönetmelikte belirtilmeyen hususlarla ilgili olarak 657 sayılı Yasaya göndermede bulunulmuştur.  

Davacıya verilen şirketle ilişiğin kesilmesi cezasının, Yönetmelik maddesindeki tanımı dikkate alındığında, davalı idare personelinin görevine son verilmesi sonucunu doğuran bir disiplin cezası olduğu anlaşılmakta olup, bu cezaya ilişkin olarak savunma hakkının kullandırılması sırasında 657 sayılı Yasanın 129. ve 130. maddelerinde devlet memuriyetinden çıkarma cezası için özel olarak öngörülen kuralların uygulanması gerektiği sonucuna varılmıştır.  

Bu bağlamda, şirketle ilişiğin kesilmesi cezasını vermeye yetkili Yüksek Disiplin Kurulu tarafından, davacının hakkındaki iddiaları, bu iddiaların dayandığı delilleri, üzerine atılı fiillerin hukuki nitelendirmesini ve önerilen disiplin cezasını öğrenmesi sağlanarak, savunma yapmasına imkan tanınması hukuken zorunlu bulunmaktadır.  

Olayda ise, belirtilen zorunluluğa aykırı olarak, Yüksek Disiplin Kurulu tarafından, savunma alınmadan disiplin cezası verildiği anlaşılmaktadır.

Davalı idare tarafından, davacının savunmasının istenilmesine ilişkin yazının bilinen adresine tebliğ edilmeye çalışılmasına karşın tebliğ edilemediği, bu nedenle idarenin savunma hakkı tanınması konusunda üzerine düşen görevi yaptığı ileri sürülmekte ise de, verilen disiplin cezasının bildirilmesine ilişkin davalı idare yazısının çok kısa bir süre sonra aynı adrese tebliğ edilmiş olduğu anlaşıldığından davalı idarenin bu iddiasına itibar edilmemiştir.  

Diğer yandan, soruşturmacı Başmüfettiş tarafından, soruşturma devam ederken, davacıya gönderilen yazı, soruşturma konusu olaylarla ilgili olarak davacının ifadesine başvurulması amacıyla hazırlanmış bir yazı niteliğinde olup bu yazıda, davacı hakkındaki iddialar, bu iddiaların dayandığı deliller, üzerine atılı fillerin hukuki nitelendirmesi ve önerilen disiplin cezası belirtilmemiştir. Belirtilen niteliğiyle, söz konusu yazının bir savunma isteme yazısı ve yazıya verilen cevabın bir savunma olarak da kabulü hukuken mümkün değildir.  

Bu durumda, savunma alınmadan verildiği anlaşılan disiplin cezasında hukuka uyarlık bulunmamaktadır.

Açıklanan nedenlerle, davalı idarenin temyiz isteminin reddine, Ankara 3. İdare Mahkemesinin 27.4.2007 günlü, E:2007/50, K:2007/1088 sayılı kararının yukarıda belirtilen gerekçeyle onanmasına, kullanılmayan 21,40.- TL. harcın istemi halinde davalı idareye iadesine, 17.2.2011 gününde esasta ve gerekçede oyçokluğu ile karar verildi. kararara.com

DİSİPLİN CEZASI VERİLEBİLMESİ İÇİN HANGİ SÜRELERİN GEÇMEMİŞ OLMASI GEREKİR?

DİSİPLİN CEZASI VERİLEBİLMESİ İÇİN HANGİ SÜRELERİN GEÇMEMİŞ OLMASI GEREKİR?


Disipline aykırı fiil ve hallerinden dolayı Devlet memurları hakkında ceza verilebilmesi için, bazı sürelerin geçirilmemiş olması gerekmekte olup, söz konusu süreler geçirildikten sonra ise memura disiplin cezası verilemeyecektir.






Disiplin cezası hangi memura uygulanmaz?

657 sayılı Devlet Memurları Kanunu ; Kanunun 1. maddesinin birinci fıkrasında sayılan kurum ve kuruluşlarda çalışan memurlar hakkında uygulanır. Birinci maddenin iki ve üçüncü fıkralarında sayılan görevliler özel yasaları hükümlerine tabidirler.


DİSİPLİN CEZALARI RAKIMINDAN 657 SAYILI KANUNUN KAPSAMI
Ancak, birinci maddenin üçüncü fıkrası kapsamında yer alan Devlet memurlarından bazıları malı yönden yasanın ek geçici maddeleri ile bu yasaya tâbi tutulmuşlardır.

Fakat mali yönden 657 sayılı kanununun ek geçici maddeleri ile bu yasaya bağlı olan memurlar disiplin cezaları yönünden bu yasaya tabi değillerdir. Hangi memurların bu yasaya bağlı olduğu kanunun birinci maddesinde gösterildiği ayrıca bu kanuna tabi olmayıp da , disiplin işlemleri yönünden bağlılıkları özel kanunlarında belirtilen kuruluş ve kurumlar memurları da vardır.
Bu durumda 657 sayılı kanunda yer alan disiplin hükümlerinin hangi memurlar hakkında uygulanıp , hangilerine uygulanamayacağını kanunun birinci maddesini de dikkate alarak belirtmeye çalışalım.

1- DİSİPLİN HÜKÜMLERİ BAKIMINDAN DEVLET MEMURLAR KANUNUNA TABİ MEMURLAR
Kanunun birinci maddesinde sayılan kurum ve kuruluşlarda çalışan memurlar, teşkilât yasalarında bu yönde hüküm yoksa 657 sayılı Kanunun disiplin cezalarını düzenleyen hükümlerine tabidirler.
657 sayılı Kanunun 125 inci maddesinin son fıkrasına göre , özel yasaların disiplin suçları ve cezalarına ilişkin hükümleri saklıdır. Buradaki "özel kanun"dan amaç , 657 sayılı Yasanın kapsamında bulunan memurlar hakkında uygulanan özel örgüt kanunlarıdır.
Bu memurlar disiplin cezasını gerektiren bir suç işledikleri takdirde teşkilat kanunların da disiplin cezalarına ilişkin hükümler varsa bu hükümlere göre ceza görürler. Aksi halde 657 sayılı Kanunun bu konudaki hükümlerine tabidirler.
657 sayılı Kanunun 125 inci maddesinin saklı tuttuğu hükümler, sadece disiplin suç ve cezalarına ilişkin hükümlerdir. Disiplin kurulları, soruşturma usulleri, itiraz ve saireye ilişkin hükümler saklı tutulmamıştır.
657 sayılı Kanununa tabi memurlar hakkında, disiplin cezaları, teşkilat yasalarıyla değil de, Tüzük ve Yönetmeliklerle düzenlenmiş olduğu takdirde, bu halde , 657 sayılı Yasanın yürürlüğe girdiği tarihten itibaren bunların yürürlükten kalkmış olması gerekir. Tüzük ya da Yönetmeliklerle düzenlenmiş bulunan disiplin cezalarının uygulanma olanağı bulunmamaktadır. Zira, saklı tutulan özel kanun hükümleri olup Tüzük ya da Yönetmelik hükümleri değildir.76

2- DİSİPLİN HÜKÜMLERİ BAKIMINDAN DEVLET MEMURLARI KANUNA TABİ OLMAYAN MEMURLAR

657 sayılı Yasanın 1inci maddesinin son fıkrasında sayılan kurum ve kuruluşlarda
görevli memurlar bu kanuna tabi olmadıklarından disiplin hükümlerinin de bunlar
hakkında uygulanma olanağı yoktur. Ancak, bu kurum ve kuruluşların özel yasalarında 657 sayılı Kanuna göndermede bulunuluyorsa yalnız göndermede bulunulan hükümler uygulanabilecektir.
Bunlar dışında 657 sayılı Kanunun 125 inci maddesinin son fıkrasına göre , yasaya tabi olmakla beraber ,özel kanunlarında disiplin hükümleri bulunan memurlar da bu yasaya tabi değildirler.


657 sayılı Devlet Memurları Kanunu, disiplin cezası verilmesine ilişkin olarak; soruşturma zamanaşımı ve ceza verme zamanaşımı süreleri belirlemiştir. Bu nedenle, işlediği bir fiil veya halden dolayı memura disiplin cezası verilebilmesi, bu zamanaşımı sürelerine uyulmasını da zorunlu kılmaktadır.

Soruşturma zamanaşımı
Soruşturma zamanaşımı, memurun işlediği ileri sürülen fiil veya hale karşılık gelen disiplin cezasına göre farklı süreler şeklinde belirlenmiştir.

Kanunda yer alan düzenlemeye göre;

*Uyarma, kınama, aylıktan kesme veya kademe ilerlemesinin durdurulması cezalarından birini gerektiren fiil veya hallerde, söz konusu fiil veya halin işlendiğinin öğrenildiği tarihten itibaren 1 ay içinde disiplin soruşturmasına başlanması gerekir.

*Devlet memurluğundan çıkarma cezası gerektiren fiil veya hallerde, söz konusu fiil veya halin işlendiğinin öğrenildiği tarihten itibaren 6 ay içinde disiplin kovuşturmasına başlanması gerekir.
Bu süreler geçtikten sonra, herhangi bir fiil veya hali işlediği gerekçesiyle memur hakkında disiplin soruşturması veya kovuşturması başlatılamaz ve söz konusu fiil veya halden dolayı memura disiplin cezası verilemez.

Ceza verme zamanaşımı
İşlediği ileri sürülen bir fiil veya halden dolayı, süresi içinde başlanan soruşturma veya kovuşturmaya istinaden, memur hakkında disiplin cezası verilmesi belli bir süre şartına bağlanmıştır.

657 sayılı Kanunda yer alan düzenlemeye göre, disiplin cezası verilmesini gerektiren bir fiil veya halden dolayı memura ceza verilebilmesi için, söz konusu fiil veya halin işlendiği tarihten itibaren iki yıl geçmemiş olması gerekmektedir.

İşlendiği tarihten itibaren 2 yıl süre geçmiş olan bir fiil veya halden dolayı (süresi içinde soruşturmaya başlanmış olsa bile) memur hakkında ceza verilemez.

Öte yandan, soruşturma zamanaşımına veya ceza verme zamanaşımına uğrayan bir fiil veya halden dolayı, memur hakkında başka bir disiplin cezası verilmesi yoluna da gidilemez.


Bilindiği üzere Kamu hizmetlerinin gereği gibi yürütülmesini sağlamak amacı ile  kanunların,  tüzüklerin  ve yönetmeliklerin  Devlet memuru  olarak  emrettiği  ödevleri yurt içinde veya dışında yerine getirmeyenlere, uyulmasını zorunlu kıldığı hususları yapmayanlara, yasakladığı işleri yapanlara durumun niteliğine ve ağırlık derecesine göre 657 Sayılı Kanunun 125 inci maddede sıralanan disiplin cezalarından birisi verilmektedir.

1-Devlet memurlarına verilen disiplin cezaları nelerdir?

-Uyarma,
-Kınama,
-Aylıktan kesme cezası,
-Kademe ilerlemesinin durdurulması,
-Devlet memurluğundan çıkarılma cezası,

2-Disiplin cezası bitmeden tekrar disiplin cezası uygulanan memur hakkında nasıl bir işlem uygulanır?

Disiplin cezası verilmesine sebep olmuş bir fiil veya halin cezaların özlük dosyasından silinmesine ilişkin süre içinde tekerrüründe bir derece ağır ceza uygulanır. Aynı derecede cezayı gerektiren fakat ayrı fiil veya haller nedeniyle verilen disiplin cezalarının üçüncü uygulamasında bir derece ağır ceza verilir.

3-Geçmişte başarılı olan memurlar disiplin cezalarında indirim alır mı?

Geçmiş hizmetleri sırasındaki çalışmaları olumlu olan ve ödül veya başarı belgesi alan memurlar için verilecek cezalarda bir derece hafif olanı uygulanabilir
4-Aylıktan kesme cezası verilen memurdan aylığının ne kadarı kesilir?
Öğrenim durumları nedeniyle yükselebilecekleri kadroların son kademelerinde bulunan Devlet memurlarının, kademe ilerlemesinin durdurulması cezasının verilmesini gerektiren hallerde, brüt aylıklarının ¼’ü – ½’si kesilir ve tekerrüründe görevlerine son verilir.
5-Disiplin cezalarını vermeye yetkili amirler kimlerdir?
disiplin cezası memur aylıktan kesme
disiplin cezası memur aylıktan kesme
Uyarma, kınama ve aylıktan kesme cezaları disiplin amirleri tarafından; kademe ilerlemesinin durdurulması cezası, memurun bağlı olduğu kurumdaki disiplin kurulunun kararı alındıktan sonra,  atamaya yetkili amirler il disiplin kurullarının kararlarına dayanan hallerde Valiler tarafından verilir.
Devlet memurluğundan çıkarma cezası amirlerin bu yoldaki isteği üzerine, memurun bağlı bulunduğu kurumun yüksek disiplin kurulu kararı ile verilir.
6-Disiplin cezalarının uygulanma zaman aşımı süresi
a) Uyarma, kınama, aylıktan kesme ve kademe ilerlemesinin durdurulması cezalarında bir ay içinde disiplin soruşturmasına,
b) Memurluktan çıkarma cezasında altı ay içinde disiplin kovuşturmasına,
Başlanmadığı takdirde disiplin cezası verme yetkisi zamanaşımına uğrar.
Disiplin cezasını gerektiren fiil ve hallerin işlendiği tarihten itibaren  nihayet iki yıl içinde disiplin cezası verilmediği takdirde ceza verme yetkisi zamanaşımına uğrar. 
7-Disiplin cezalarında karar süresi
Disiplin amirleri uyarma, kınama ve aylıktan kesme cezalarını soruşturmanın tamamlandığı günden itibaren 15 gün içinde vermek zorundadırlar.
Kademe ilerlemesinin durdurulması cezasını gerektiren hallerde soruşturma dosyası, kararını bildirmek üzere yetkili disiplin kuruluna 15 gün içinde tevdi edilir. Disiplin kurulu, dosyayı aldığı tarihten itibaren 30 gün içinde soruşturma evrakına göre kararını bildirir.
 Memurluktan çıkarma cezası için disiplin amirleri tarafından yaptırılan soruşturmaya ait dosya, memurun bağlı bulunduğu kurumun yüksek disiplin kuruluna tevdiinden itibaren azami altı ay içinde bu kurulca, karara bağlanır.
8-Hakkında memurluktan çıkarılma kararı verilenler dosyasını inceleyebilir mi?
Hakkında memurluktan çıkarma cezası istenen memur, soruşturma evrakını incelemeye, tanık dinletmeye, disiplin kurulunda sözlü veya yazılı olarak kendisi veya vekili vasıtasıyla savunma yapma hakkına sahiptir
9-Devlet memuruna disiplin cezalarına karşı kendisini savunma hakkı verilir mi?
Devlet memuru hakkında savunması alınmadan disiplin cezası verilemez.
Soruşturmayı yapanın veya yetkili disiplin kurulunun 7 günden az olmamak üzere verdiği süre içinde veya belirtilen bir tarihte savunmasını yapmayan memur, savunma hakkından vazgeçmiş sayılır.
10-Cezai kovuşturma ile disiplin kovuşturması aynı anda yürütülebilir mi?
 Aynı olaydan dolayı memur hakkında ceza mahkemesinde kovuşturmaya başlanmış olması, disiplin kovuşturmasını geciktiremez.
Memurun ceza kanununa göre mahkum olması veya olmaması halleri, ayrıca disiplin cezasının uygulanmasına engel olamaz. 
11-Disiplin cezaları ne zaman uygulanır
Disiplin cezaları verildiği tarihten itibaren hüküm ifade eder ve derhal uygulanır.
Aylıktan kesme cezası, cezanın veriliş tarihini takip eden aybaşında uygulanır.
Verilen disiplin cezaları üst disiplin amirine, Devlet memurluğundan çıkarma cezası ayrıca Devlet Personel Başkanlığına bildirilir.
12-Disiplin cezası alanlar hangi kadrolara atanamaz
Aylıktan kesme cezası ile tecziye edilenler 5 yıl, kademe ilerlemesinin durdurulması cezası ile tecziye edilenler 10 yıl boyunca daire başkanı kadrolarına, daire başkanı kadrosunun dengi ve daha üstü kadrolara, bölge ve il teşkilatlarının en üst yönetici kadrolarına, düzenleyici ve denetleyici kurumların başkanlık ve üyeliklerine, vali ve büyükelçi kadrolarına atanamazlar.
13-Disiplin cezaları bir süre sonra özlük dosyalarından silinebilir mi?
Devlet memurluğundan çıkarma cezasından başka bir disiplin cezasına çarptırılmış olan memur uyarma ve kınama cezalarının uygulanmasından 5 sene, diğer cezaların uygulanmasından 10 sene sonra atamaya yetkili amire başvurarak, verilmiş olan cezalarının özlük dosyasından silinmesini isteyebilir.
Memurun, yukarıda yazılan süreler içerisindeki davranışları, bu isteğini haklı kılacak nitelikte görülürse, isteğinin yerine getirilmesine karar verilelerek bu karar özlük dosyasına işlenir.
14-Disiplin cezalarına itiraz edilebilir mi?
Disiplin amirleri tarafından verilen uyarma, kınama ve aylıktan kesme cezalarına karşı disiplin kuruluna, kademe ilerlemesinin durdurulması cezasına karşı yüksek disiplin kuruluna itiraz edilebilir.
İtirazda süre, kararın ilgiliye tebliği tarihinden itibaren yedi gündür. Süresi içinde itiraz edilmeyen disiplin cezaları kesinleşir.
İtiraz mercileri, itiraz dilekçesi ile karar ve eklerinin kendilerine intikalinden itibaren otuz gün içinde kararlarını vermek zorundadır.
İtirazın kabulü hâlinde, disiplin amirleri kararı gözden geçirerek verilen cezayı hafifletebilir veya tamamen kaldırabilirler.
15-Disiplin cezalarına karşı yargı yoluna başvurulabilir mi?
Disiplin cezalarına karşı idari yargı yoluna başvurulabilir.



657-4-B SAĞLIK PERSONELİ ÖZLÜK HKLAI

4/B SÖZLEŞMELİ PERSONELLERDEN ÖZÜR DURUMU OLMAYANLARIN YER DEĞİŞTİRMESİ 


 Buna göre, özür durumu olmayan bir 4/B’linin kurum içi yer değiştirme talebinde bulunabilmesi için en az 3 yıl çalışmış olması gerekmektedir. 

Kurum, yer değişikliği duyurusunu, KPSS ile alım yapmadan önce ilan edecektir. İlgili madde şu şekildedir:

” e) Kamu idareleri adına vizeli boş pozisyonlara sözleşmeli personel alımı yapılmadan önce yılda bir kez, pozisyonun vizeli olduğu ilde en az üç yıl hizmet süresi bulunan personelin geçiş yapmak istediği birimde aynı unvan ve niteliğe haiz boş pozisyona kurum içi yer değişikliği talebi, ilgili idarece hizmet gereklerine göre belirlenecek usul ve esaslar çerçevesinde yerine getirilebilir.

İdareler, il gruplarından oluşan görev bölgeleri ve bu bölgeler için üç yıldan başlamak üzere farklı hizmet süreleri belirleyebilir.”

Ancak 3 yıl şartının bulunması bile bazen nakil için yeterli değildir.

 Zira çalışılan kurumun naklen gidilmek istenen ilde boş pozisyon ilan etmesi gerekmektedir.


 EŞ DURUMU ÖZRÜ OLANLARIN NAKLİ

Eş durumu özrü olanların nakil işlemlerinde ise fiilen 1 yıl şartı çalışmış olma aranmaktadır. İlgili hükümler şu şekildedir:

“b) Personelin eş durumuna bağlı kurum içi yer değişikliği talebi; vizeli olduğu birimde fiilen en az bir yıl çalışmış olması, geçiş yapacağı hizmet biriminde aynı unvan ve niteliği haiz boş pozisyon bulunması ve kamu personeli olan eşin, kurum içi görev yeri değişikliği mümkün olmayan veya mevzuatı uyarınca zorunlu yer değiştirmeye tabi tutulan bir görevde bulunması kaydıyla yerine getirilebilir.”

SAĞLIK DURUMU ÖZRÜ OLANLARIN NAKLİ

Sağlık özründen dolayı nakil isteyebilmek için bir süre şartı bulunmamaktadır. Sağlık özründen nakil isteyecek kişinin, kendisi veya bakmakla yükümlü olduğu aile fertlerinin hastalığının tedavisinin mümkün olmadığına dair sağlık kurulu raporu alması gerekmektedir. İlgili hüküm şu şekildedir:

“c) Sağlık sebebine bağlı kurum içi yer değişikliği talebi; mazeret süresince geçerli olmak üzere, personelin geçiş yapacağı hizmet biriminde aynı unvan ve niteliği haiz boş pozisyon bulunması, pozisyonunun bulunduğu ildeki Devlet ve üniversite hastanesinde kendisi, eşi ve çocukları ile mevzuat uyarınca bakmakla yükümlü olduğu ana ve babasının hastalığının tedavisinin mümkün olmadığına ilişkin sağlık kurulu raporunu kuruma ibraz etmesi halinde yerine getirilebilir. Sağlık mazeretinin sona ermesi durumunda, eski pozisyonun bulunduğu il sınırları içerisindeki aynı unvan ve niteliği haiz boş pozisyona yeniden atama yapılır.”

4/B’LİNİN KURUMLAR ARASI NAKLİ OLURMU?

4/B’linin sadece aynı kurum içindeki nakli yapılabilmektedir. Başka bir kuruma naklen gitmek mümkün değildir. Sağlık Bakanlığı uygulamaısnda, Sağlık Bakanlığı, TKHK, THSK aynı kurum kabul edilmektedir.

Halen Sağlık Bakanlığı bünyesinde 4/B sözleşmeli olarak çalışan, sözleşmeli sağlık personeli alımına başvuramaz

Doğum ve askerlik sebebiyle hizmet sözleşmesi feshedilen sözleşmeli personelin pozisyonu saklı tutulur ve istekleri halinde bu personel ayrıldığı kurumunda yeniden hizmete alınır. Ancak yeniden hizmete alınacak sözleşmeli personelin;
a) Sözleşmesinin feshi sebebiyle iş sonu tazminatı almamış bulunması,
b) Doğum sebebiyle hizmet sözleşmesini feshedenlerin, doğum izninin bitiminden itibaren en geç bir yıl; askerlik sebebiyle hizmet sözleşmesi feshedilenlerin ise terhis tarihinden itibaren en geç otuz gün içinde yeniden istihdam edilmek üzere ayrıldığı kurumuna yazılı talepte bulunması, gerekmektedir. Kurumlar, yazılı talebi takip eden en geç otuz gün içinde ilgilileri istihdam ederler. Bu madde çerçevesinde yeniden istihdam edilecek personel ile yapılacak sözleşme eski sözleşmenin devamı niteliğindedir.

Sözleşmesini;Kısmi zamanlı veya proje süresi ile sınırlı çalışanlardan,Ek 4 üncü madde çerçevesinde unvan değişikliği yapanlardan,Eş veya sağlık durumu nedeniyle yer değişikliği talebinde bulunmakla beraber; geçiş yapacağı hizmet birimi bulunmaması, birim bulunmakla beraber o birimde aynı unvan ve niteliği haiz boş pozisyon bulunmaması veya en az bir yıllık fiili çalışma şartını karşılayamaması nedenlerinden herhangi birine bağlı olarak, tek taraflı feshedenler,  bir yıllık süre şartına tabi tutulmadan yeniden istihdam edilebilirler.
      Sözleşmeli personelin, hizmet sözleşmesi esaslarına aykırı hareket etmesi nedeniyle kurumlarınca sözleşmesinin feshedilmesi veya sözleşme dönemi içinde sözleşmeyi tek taraflı feshetmesi halinde, fesih tarihinden itibaren bir yıl geçmedikçe kamu kurum ve kuruluşlarının sözleşmeli personel pozisyonlarında yeniden istihdam edilemez.

4/B SÖZLEŞMELİ PERSONELİN İZİN HAKLARI NASILDIR?

Bilindiği üzere Değişik: 9/2/197-7/17150) 160 sayılı Kanunun 4 üncü maddesinde sayılan kurumlarda Sosyal Güvenlik Kurumlarına prim ödemek suretiyle geçen hizmet süresi, bir yıldan on yıla kadar olan personele yirmi gün, on yıldan fazla  olanlara otuz gün ücretli yıllık izin verilir.

1) İzinlerin süresi ve kullanılmasına ilişkin hükümler, hizmet sözleşmesinde yer almakta olup sözleşmeli personele yıllık izin, hastalık izni, mazeret izni, doğum izni, süt izni verilir. Ayrıca, hizmetleri sırasında radyoaktif ışınlarla çalışan ve doğrudan radyasyona maruz kalanlara ilgili mevzuatı uyarınca ücretli sağlık izni verilir.

2)Yıllık izinler sözleşme yılı içerisinde kullandırılmakta olup, ertesi yıla aktarılamamaktadır.

3) 6.6.1978 tarihli ve 7/15754 Sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile yürürlüğe konulan Sözleşmeli Personel Çalıştırılmasına İlişkin Esaslar’da ücretsiz izin verilmesine ilişkin düzenleme yer almamaktadır. Bu nedenle 4/B sözleşmeli personele aylıksız izin verilememektedir.

4/B SÖZLEŞMELİ PERSONELİN GİYECEK YARDIMI ALMA HAKKI VARMIDIR?

 9.10.1991 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak 1.1.1992 tarihinde yürürlüğe giren Memurlara Yapılacak Giyecek Yardımı Yönetmeliği’nin 12 maddesinde “Bu Yönetmelikkapsamında yer alan kurum ve kuruluşlar giyecek yardımı konusunda ayrı bir yönetmelik çıkaramazlar. Sözleşmeli olarak çalışan personel bu Yönetmelik hükümlerinden yararlanamaz.” denilmektedir.

Ayrıca sözleşmeli personelin tabi olduğu mevzuatta (Sözleşmeli Personel Çalıştırılmasına İlişkin Esaslar) giyim yardımını düzenleyen hüküm bulunmamaktadır.

4/B SÖZLEŞMELİ PERSONELİ SENDİKA ÜYESİ OLABİLİRMİ? 

 21.4.2007 tarihli ve 26500 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 5620 sayılı Kanunun 4 üncü maddesinin ikinci fıkrasıyla yapılan düzenlemeyle 4/B sözleşmeli personel 4688 sayılı Kamu Görevlileri Sendikaları Kanunu hükümleri çerçevesinde sendika üyesi olabilmektedir.

4/B SÖZLEŞMELİ PERSONEL GEÇİCİ GÖRELEDİRME İLE BAŞKA BİR BİRİMDE ÇALIŞABİLİRMİ:?

 Maliye Bakanlığı tarafından birimler itibarıyla vize edilmiş pozisyonlarda istihdam edilecek personel; pozisyonunun tahsis edildiği yer dışındaki birimlerde sürekli olarak görevlendirilemez ve çalıştırılamaz.

 Ancak personel; deprem, yangın, su baskını, yer kayması, çığ ve benzeri afetler, sıkıyönetim, olağanüstü hal, seferberlik ve savaş hali ile yılda bir ayı geçmeyen mesleki hizmet içi eğitim çalışmaları esnasında, hemşireler diyaliz eğitimi amacıyla en fazla bir defa ve üç ayı geçmemek üzere pozisyonunun tahsis edildiği yer dışındaki birimlerde geçici olarak görevlendirilebilir. 

Mesleki hizmet içi eğitim mahiyetinde sayılabilecek kongre, konferans, seminer ve sempozyum gibi bilimsel içerikli etkinlikler için yapılacak geçici görevlendirmelerin süresi bir mali yılda 10 günü geçemez.

            Sözleşmeli personel, görev yeri dışında geçici olarak görevlendirildiğinde gündelik ve yol giderleri, unvanı, hizmet yılı ve öğrenim durumu aynı olan emsali Devlet memurunu geçmemek üzere, 6245 sayılı Harcırah Kanunu ile tespit edilen esaslara göre hesaplanır. Sözleşmeli personele geçici görev yolluğu dışında harcırah ödenmez.


4/B SÖZLEŞMELİ PERSONEL NÖBET ÜCETİ VE DÖNER SERMAYE EK ÖDEMESİNDEN YARARLANABİLİRMİ?

Sözleşmeli personele, aylık sözleşme ücreti dışında, aynı birimde aynı unvanlı çalışan ve hizmet yılı aynı olan emsali kadrolu personel esas alınarak, görev yaptığı birimde bulunan döner sermayeden ilgili mevzuat dâhilinde nöbet ücreti ödenir ve ek ödeme yapılır.

 4/B SÖZLEŞMELİ PERSONELİNİN ÜCRETLERİ PEŞİNMİ YOKS ÇALIŞTIKTAN SONRAMI ÖDENİR?


Sözleşme ücreti ödemeleri her aybaşında peşin olarak yapılır.

4/B SÖZLEŞMELİ PERSONELİNİN ÇALIŞM SATLERİ NE KADARDIR? NÖBET TUTMAK ZORUNDAMIDIR?

Çalışma saat ve süreleri, emsali Devlet memurları için belirlenen çalışma saat ve sürelerinin aynıdır. Ayrıca sözleşmeli personel nöbet tutmakla yükümlüdür. Belirli bir sürede bitirilmesi gereken işler söz konusu olduğunda, normal çalışma saatleri dışında ve hafta tatili ve resmi tatillerde de çalışmak zorundadır.
 Nöbet ücreti hariç olmak üzere, bu çalışmalar karşılığında personele herhangi bir ek ücret ödenmez.

Saygılarımla 
Hüseyin AYHAN

KAYBOLAN SADECE VEFA DEĞİL