20 Şubat 2016 Cumartesi

657 DMK DELİNDİ BUNLARI YAPANLAR İŞTEN ATILABİLECEK

657. maddenin geçersiz sayıldığı durumlar açıklandı Başbakan Davutoğlu'nun gerekirse 657 zırhını deleriz açıklamasının ardından konu ile ilgili bir genelge yayımlandı

Teröre destek veren kamu çalışanlarıyla ilgili yayımlanan genelde, kamu hizmetine girmek de dahil olmak üzere hiçbir hakkın, ülkenin bütünlüğünü ortadan kaldırmayı amaçlayan faaliyet biçiminde kullanılamayacağı belirtildi. 

657 zırhını delen haller Açıklamaya göre; Terör örgütleri ya da legal göründüğü halde illegal işler yapan yapılarla ilişki kuran ve bunlarla birlikte eylem yapan, Yine bu örgüt ve yapıların emirleri doğrultusunda hareket eden, 
Bu yapılara yardım eden, Devletin imkan ve kaynaklarını bu örgütler için kullanan veya kullandıran çalışanlar için 675. madde geçersiz sayılacak. 

Amirler belgelerse terör soruşturması Öte yandan bu eylemleri yapanları tespit etme görevi ise amirlere verildi. 

Buna göre amirler, herhangi bir çalışanın genelgede belirtilen faaliyetleri yürüttüğünü belgelerse, o çalışan adli mercilere bildirilecek. Mahkeme ise çalışanın işine devam edip etmemesine yönelik değil, teröre destek suçuyla ilgili olacak. 

Genelge belirtilen maddeler sadece kadrolu çalışanlarla sınırlı değil. Bu faaliyetleri yürüten taşeron ve sözleşmeli çalışanlar da aynı kapsama tabi tutulacak.

 Milli Güvenliği Tehdit Eden Örgüt ve Yapılarla İrtibatlı Kamu Çalışanları Hakkında’ konulu Başbakanlık Genelgesi Resmi Gazete’de yayımlandı Başbakan Ahmet Davutoğlu imzalı genelgede; "Türkiye Cumhuriyeti Devleti, ülkesi ve milleti ile bölünmez bütünlüğünü milli güvenliğini ve kamu düzenini tehdit eden, devlet otoritesini zaafa uğratmayı amaçlayan, iç ve dış güvenliği bozmaya çalışan, vatandaşların temel hak ve hürriyetlerini yok etmeye yönelik eylem ve saldırılarda bulunan terör örgütleri veya legal görünüm altında illegal faaliyet yürüten yapılarla mücadelesini hukuki zeminde etkin bir şekilde yürütmektedir. 

Anayasal bir hakkın kullanımı sonucu kamu hizmetine giren ve Devlet adına millete hizmetle yükümlü olan kamu çalışanlarının (İl özel idareleri, belediyeler ve bağlı kuruluşları ile bunların kurdukları birlik, müessese ve işletmelerde çalışanlar dahil) en önemli vasıfları dürüstlük, tarafsızlık ve Anayasa ile kanunlara bağlılıktır. 

Kamu çalışanlarının hizmet içi ve dışındaki davranışlarının, resmi sıfatlarının gerektirdiği niteliklerle bağdaşır olması zorunludur. Devletin ve ülkenin menfaatlerini korumakla yükümlü olan kamu çalışanlarının; Anayasaya ve kanunlara sadakatle hareket etmeleri, tarafsızlık ve eşitlik ilkelerine bağlı kalarak, davranışlarıyla kendilerine duyulan güveni zedelememeleri gerekmektedir.

 Bu çerçevede, kamu çalışanları, kanunların suç saydığı eylemleri işlemek amacıyla kurulan örgüt veya yapılarla hiçbir şekilde ilişki içine giremez; bu yönde faaliyet gösteren herhangi bir harekete, gruplaşmaya, teşekküle veya derneğe katılamaz ya da bunlara yardım ve yataklık edemezler. 

Kamu çalışanları, ilgili mevzuatında belirtilen esaslar çerçevesinde yalnız hiyerarşik amirleri tarafından verilen görevleri yerine getirmekle yükümlü olup, bu görevlerin ilgili mevzuata göre yürütülmesinden yalnız amirlerine karşı sorumludurlar. Amirler ise maiyetlerinde çalışanların görevlerini Anayasa ve kanunlara uygun olarak yerine getirip getirmediğini takip ve kontrol etmekle yükümlüdürler. 

Kamu hizmetine girme hakkı da dahil olmak üzere, anayasada yer alan haklardan hiçbiri, devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü bozmayı ve insan haklarına dayanan hukuk devletini ortadan kaldırmayı amaçlayan faaliyetler biçiminde kullanılamaz. Nitekim bu tür faaliyetler, kanunlarda adli ve idari nitelikte yaptırım gerektiren fiiller olarak düzenlenmiştir. 

Bu itibarla; 
-Terör örgütleri veya legal görünüm altında illegal faaliyet yürüten yapılarla ilişki kuran veya eylem birliği içerisinde olan, 
-Bu örgüt ve yapıların emir ve talimatlarıyla hareket eden -Bu örgüt ve yapılara yardım eden 
-Kamu imkan ve kaynaklarını bu örgüt veya yapıları desteklemeye yönelik kullanan veya kullandıran 
-Bu örgüt ve yapılarla mücadeleyi engelleyen 
-Bu örgüt veya propagandasını yapan, kamu çalışanları hakkında ilgili mevzuat çerçevesinde idari nitelikli işlemler yetkili amirler tarafından ivedilikle yapılacaktır.

 Suç teşkil eden fiiller yönünden ise durum ivedilikle adli mercilere bildirilecektir. Yukarıda belirtilen hususların personel çalışmasına dayalı hizmet alımı ihalesiyle istihdam edilen personel hakkında da ilgili mevzuat çerçevesinde titizlikle uygulanacaktır. Bilgilerini ve gereğini önemle rica ederim" ifadeleri kullanıldı.

Değerli Sağlık Çalışanları “En kaba hali ile Başbakanlık bu genelge ile amirlerine siz dediklerimizi uygulayın, hukuk kısmını biz hallederiz” demektedir. 

Bu hali ile yayınlanan genelge yasaya aykırı olup başlı başına suç oluşturmaktadır. Kanunsuz emir; veren için de ve uygulayan için de suçtur!


Bu şu demektir,valilere ve idarecileri kendilerine tanınan sınırsız yetkiyle kendi gibi düşünmeyen  memurlar hakkında soruşturmalar açılacak, sürgünler olacak,mobbing uygulanacak, gözaltına almalar, tutuklamalar ya da görevden uzaklaştırmalar başlayacak.

Bilindiği gibi;AİHM, Anayasa Mahkemesi ve uluslararası sözleşmelere rağmen greve katıldıkları için binlerce kamu görevlisi hakkında davalar açıldı.Cezalar verildi.

Sendikaların Basın açıklamaları artık Terörle Mücadele şubeleri tarafından takip edilmekte ve bu kapsamda işlem yapılmaktadır.

Elbette fiili ve meşru mücadelenin yanı sıra hukuka aykırı bu genelgeye karşı en kısa zamanda hukuki mücadele de başlatarak genelgeye karşı yargı süreci başlatmak tüm sendikaların asli görevidir.

 Yine konuyu uluslararası emek örgütlerinin gündemine taşınmalı. Kamu çalışanlarının yüz yılı aşkın mücadelesi ile elde ettiği kazanımları siyasetin ve idarecilerin eline ve insafına terk edilemez.

Bu nedenle Memurları örgüt üyesi oldukları iddiasıyla işten çıkarılmayı gerekçe gösteren Başbakanlık Genelgesi Resmi Gazete'de yayımlandı.‘Ortaya karışık bir genelge’ neyi amaçladığı belli olmayan bir genelgenin ortada Hükümeti terör konusunda destekliyoruz.

 Ama bu terörle mücadele insan hakları, hukuk çerçevesinde yapılmalı.

 Şu an için buna bir engel yok. Genelgenin niye yayınlandığını anlamak mümkün değil. Mevcut kanunlarla ve anayasayla mücadele etmek mümkün.

Türkiye’nin hem iç hem dış politikada ciddi sıkıntılardan geçiyor.Bu sıkıntılarla boğuşurken bu işin sorumluluğunu kamu çalışanlarına atma genelgesi. Ekonomi, dış politikadaki başarısızlıklar hiçbir zaman kamu çalışanlarına yüklemenin bir anlamı yok. 


Bu genelgeden önce bu insanlar terörist miydi “Eğer terörist ise neden bunlara gerekli müdahaleyi yapmadınız. Çok saçma sapan bir genelge. Bu genelgenin terörle mücadelede yol alma genelgesi olduğunu da düşünmüyorum.” dedi.

Bu tür genelgeler daha önce de yaşandı.28 Şubat’ta Milli Güvenlik Kurulu’nda alınan kararlar, hepsini yaşadık.Meslekten atılmalar, başörtüsü mağduriyetlerine kadar. Benzerlerinin bizzat iktidar tarafından yapılmasını makul ve mantıklı görmüyoruz. 28 Şubatları hatırlatan genelgeler ne hukuka ne Anayasa'ya uygun

Saygılarımla
Hüseyin AYHAN
Aktif Sağlık-Sen
Genel Başkanı

KAYBOLAN SADECE VEFA DEĞİL