31 Ekim 2015 Cumartesi

SENDİKA KARARINA UYARAK İŞE GİTMEMEK SENDİKAL HAKTIR


SENDİKA KARARINA UYARAK İŞE GİTMEMEK SENDİKAL HAKTIR

Üyesi olduğu sendika tarafından alınan ülke çapında 2 gün işe gitmeme eylemine katılan Devlet memuruna, mazeretsiz olarak göreve gelmediği gerekçesiyle disiplin cezası verilmesi, sendika hakkına müdahale şeklinde değerlendirilerek Anayasaya aykırı bulundu.

Olay tarihinde, TBMM’de yapılmakta olan bir kanun tasarısına ilişkin görüşmelerin sonlandırılması ve tasarının geri çekilmesini sağlamak amacıyla, üyesi olduğu sendika yönetim kurulu tarafından alınan, ülke çapında 2 gün göreve gelmeme eylemi kararına istinaden işe gelmediği için hakkında disiplin cezası verilen öğretmen, Anayasal haklarının ihlal edildiği iddiasıyla ve maddi-manevi tazminat talebiyle Anayasa Mahkemesine başvuruda bulunmuştu.

Söz konusu disiplin cezası, sendikanın uyarı grevi adı altında işe gelmeme kararına uyarak 2 gün işe gitmeyen öğretmen hakkında mazeretsiz olarak göreve gelmediği gerekçesiyle verilmiş; bu cezaya karşı ilgili Valiliğe yapılan itiraz reddedilmiş; disiplin cezasının iptali için açılan dava idare mahkemesi tarafından reddedilmiş ve bu karar ilgili bölge idare mahkemesi tarafından onanmış, yapılan karar düzeltme istemi de reddedilmişti.

Başvuruyu değerlendiren Anayasa Mahkemesi, özetle;
**Başvurucunun, sendika hakkının ihlal edildiğine ilişkin şikâyetlerinin KABUL EDİLEBİLİR OLDUĞUNA,

**Başvurucunun sendika hakkına yapılan müdahale nedeniyle Anayasa’nın 51. Maddesinin İHLAL EDİLDİĞİNE,

**İhlalin ve sonuçlarının ortadan kaldırılması bakımından yeniden yargılama yapılmak üzere dosyanın ilgili Mahkemeye GÖNDERİLMESİNE,

**Başvurucunun tazminata ilişkin taleplerinin REDDİNE,

**Başvurucu tarafından yapılan harç ve vekâlet ücretinden oluşan yargılama giderinin BAŞVURUCUYA ÖDENMESİNE
Karar verdi.

MEMUR SENDİKAYA NASIL ÜYE OLUR?

MEMUR SENDİKAYA NASIL ÜYE OLUR?

Usulüne uygun şekilde kurulmuş kamu görevlileri sendikalarına Devlet memurlarının serbestçe üye olmaları mümkün olabilmekle birlikte, sendika üyesi olma konusunda Kanunla bazı esaslar da getirilmiştir.


Kamu görevlilerinin ortak ekonomik, sosyal ve meslekî hak ve menfaatlerinin korunması ve geliştirilmesi için oluşturulacak sendikalara üye olmaya ilişkin hususlar 4688 sayılı Kamu Görevlileri Sendikaları Kanununda düzenlenmiştir.

Kanunda yer alan hükümlere göre;

-Devlet memurları, çalıştıkları işyerinin bulunduğu hizmet kolunda kurulmuş olan bir sendikaya serbestçe üye olabilirler.

-Aynı anda birden çok sendikaya üye olunamaz. Aynı anda birden çok sendikaya üye olunması durumunda, sonradan olunan üyelikler geçersiz sayılır.

-Devlet memurları, sendika üyeliğini; üç nüsha olarak doldurup imzalayacakları üye formuyla ilgili sendikaya başvurmaları ve başvurularının sendika yetkili organı tarafından kabul edilmesiyle kazanırlar. Yapılan üyelik başvurusu ilgili sendika tarafından 30 gün içinde reddedilmediğinde, üyelik isteği kabul edilmiş sayılır.

-Sendika üyelik başvurusu kabul edilmeyen memur, sendikanın bu kararına karşı 30 gün içerisinde ilgili iş mahkemesinde dava açabilir.

-Memurun sendika üyeliğinin kesinleşmesi durumunda, başvuru formunun bir örneği ilgili sendika tarafından memura verilir ve başvuru formunun bir örneği de 15 gün içinde memurun işverenine gönderilir.

HİÇ BİR MEMURUN NET MAAŞI YILBAŞINDA %6 ARTMAYACAK

Çalışanlar ölüyor, sendikalar sorumsuz mu?

Sendika, çalışanların ortak hak ve çıkarlarını korumak, sorunlarını çözmek için kurulmuş ekonomik öğeler taşıyan, devlet, siyasi parti ve iktidar örgütlenmelerinden bağımsız örgütlerdir.



Sendikalar sınıf örgütlenmelerini sağlayarak çalışanın kendi bilinç düzeyi oluşturup, geliştirdiği hak, savunduğu kurumlar olarak önem taşımaktadır. Her çalışanın bulunduğu yaşam koşullarını ve bilinç düzeyini geliştirmek için örgütlenme arayışına girmeye zorlar. Günümüzde bu durum yasal zeminde kanunların sınırlarını belirlediği sendikalar olarak karşımıza çıkmaktadır.



İşçiler ve memurlar hatta vatandaş için sendikanın yararı yalnızca hak alma ve alınmış hakları korumadır. Hak edinmede örgütlü mücadele yoluyla toplu iş sözleşmesi, teşmil, mevzuat değişiklikleri gibi araçlar kullanılır. Kazanılmış hakların korunmasında da işyerinde ortaya çıkan sorunların çözümünden, mevzuat alanındaki mücadeleye kadar geniş bir alan söz konusudur. Üyelere sendika vasıtasıyla doğrudan hizmet götürülmesi, farklı kökenlerden ve inançlardan insanlar arasındaki kaynaşmayı güçlendirir, sınıf bilincinin ve dayanışmasının gelişmesine önemli katkılarda bulunur.



Sendikalar çalışma hayatında sivil toplum örgütüdür. Cenazende, düğününde, sünnetinde, eğitim desteğinde ve benzeri toplumsal insani olayların tamamında sendika vardır. Gerçekçi ve rasyonel olan da budur zaten.



Aklıma gönlüme takılan merak ettiğim bazı sorular;



Sendikalar sadece toplu sözleşme yaparak sendikanın asli vazifesini yapmış mı oluyor?



Sendikalar çalışanların halleri ile hemhal olup aynı soluğu alabiliyor mu?



Sendikalar sadece aidat alıp koltuk kavgası veren örgüt kimliğinden kurtulabilir mi?



Sendikalar aldıkları aidat ile üyelerine ne tür sosyal katkılar sağlıyorlar?



Sendika üyeleri mağdur olduğunda hukuki ve sendikalılığın getirdiği dayanışmayı sağlayabiliyor mu?



Sendika yönetimleri ilk seçildiği zaman ile görevi bıraktığı zaman arasında ki mal varlığı biliniyor mu?



Sendikalar toplu iş sözleşmelerde üyelerini güncel geçim şartları maaş kazanımı ve sosyal dengeyi sağlayacak edimleri almak için ne yapıyor?



Sendikalar çalışma hayatı için sivil toplum ayağını oluşturan en önemli kanuni ayaktır. 



301 madenci öldüğünde, Ermenekte 18 madenci öldüğünde,15 kadın mevsimlik işçi öldüğünde, odasında ölü bulunan doktor veya sağlık personeli haberlerini aldığında Sendikalar kendilerini sorgulama ihtiyacını hissetti mi? Kalpleri acı dı mı? Sorumluluk duygusu mu yoksa ben ne yapabilirim aman sendeciliği mi hâkimdi?



301 insan, 301 yuva ve onların yetimleri! Sendikalar saha da emeğin tarafında güçlü ses olarak ne zaman görülecek? 



Doktor öldürülür, hemşire öldürülür, işçiler başka varlıklar gibi traktör üstlerinde götürülürken 30/40 TL yevmiyeye çalıştırılır. Emekli olacağım diye insanlar 1200 TL maaşla ömürlerini tüketir.



Çalışanlar ölüyor sahi sendikalar sorumsuz hükümsüz mü?



Musa Kocakiren


Kaynak


SAĞLIK HİZMET KOLUNDA ÇALIŞANLARI İLGİLENDİREN VE TOPLU SÖZLEŞMEDE KARARA BAĞLANAN KONULAR



Sağlık Hizmet kolunda çalışanları ilgilendiren ve 2016-2017 yıllarına ilişkin olarak bağıtlanan toplu sözleşmede yer verilen konular:


Sağlık Bakanlığı, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı, Adli Tıp Kurumu ve Üniversite Hastanelerinde 2005 yılından sonra göreve başlayan 300 bin çalışana 1 derece verilmesinin de yer aldığı kazanımlarda, yıpranma payı konusunda da 2016 yılından itibaren uygulanmak üzere Bilim Kurulu kurulması yer alıyor.

Sağlık-Sen’in, Sağlık ve Sosyal Hizmet Çalışanları Hizmet Kolu’nda Toplu Sözleşme Masası’nda elde ettiği kazanımlar şu şekilde:

Sağlık Bakanlığı, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı, Adli Tıp Kurumu ve Üniversite Hastanelerinde 2005 yılından sonra göreve başlayan 300 bin çalışana 1 Derece kazandırıldı. (Bu kazanım sayesinde düşülen dereceye göre 250 TL’ye kadar ek kazanç elde edilecek.)

Sağlık Bakanlığı ve bağlı kuruluşlarda ayda 5 güne, yılda 10 güne kadar kullanılan yıllık izinler döner sermayede çalışılmayan günden sayılmayacak. (Bu kazanım sayesinde Hekimlerde 150-500 TL, hekim dışı çalışanlarda 50-150 TL zarar ortadan kaldırıldı.)

Üniversite hastanelerinde ayda 5 güne, yılda 10 güne kadar kullanılan yıllık izinler döner sermayede çalışılmayan günden sayılmayacak. (Bu kazanım sayesinde Hekimlerde 150-500 TL, hekim dışı çalışanlarda 50-150 TL zarar ortadan kaldırıldı.)

Adli Tıp Kurumu’nda ayda 5 güne, yılda 10 güne kadar kullanılan yıllık izinler döner sermayede çalışılmayan günden sayılmayacak. (Bu kazanım sayesinde Hekimlerde 150-500 TL, hekim dışı çalışanlarda 50-150 TL zarar ortadan kaldırıldı.)

Halk Sağlığı Kurumu’na bağlı entegre hastanelerin özellikli birim kadro unvan katsayıları 0,40’dan 0,50’ye çıkarıldı. (Bu kazanım sayesinde entegre hastanelerin özellikli biriminde görevli bir sağlık çalışanı 350 TL’ye kadar ek kazanç elde edecek.)

Komisyon kararı aranmaksızın re’sen geçici görevlendirilenlere kadrosunun bulunduğu kurum veya görevlendirildiği kurumdan hangisinin döner sermayesi yüksek ise oradan döner sermaye ek ödemesi yapılacak.

Sağlık Bakanlığı ve bağlı kuruluşlarında çalışan personelin hem döner sermaye tavan katsayısının 1.50’den 1.70’e çıkarılması, hem de hizmet alanı kadro unvan katsayılarının 0,05 puan artırılması sağlandı. (350 bin sağlık çalışanını ilgilendiren bu kazanım ile GİH, TH, YH sınıfına 100 TL’ye kadar, sağlık hizmetleri sınıfına 200 TL’ye kadar ek ödeme kazandırıldı.)

Üçüncü seviye acil servis ve üçüncü seviye yoğun bakımlara döner sermayede 0,10 ek puan alındı. (Bu kazanım sayesinde bu birimde görevli bir sağlık çalışanı 250 TL’ye kadar ek kazanç elde edecek.)

Üçüncü basamak sağlık tesislerinde görev yapan uzman hekimlerin hizmet alanı kadro unvan katsayılarının 2.50’ye çıkarılması sağlandı. (Bu kazanım sayesinde bu birimde çalışan bir uzman hekim 350 TL’ye kadar ek kazanç elde edecek.)

112 Acil Sağlık İstasyonu sorumlu sağlık personelinin hizmet alanı kadro unvan katsayısının 0.50’ye çıkarılması sağlandı. (Bu kazanım sayesinde 112 Acil Sağlık İstasyonu sorumlu sağlık personeli 400 TL’ye kadar ek kazanç elde edecek.)

Çevre Sağlığı ve tütün denetimi yapan personele yüzde 5 ek puan alındı. (Bu kazanım sayesinde bu birimde görevli bir sağlık çalışanı 100 TL’ye kadar ek kazanç elde edecek.)

AFAD’a bağlı kampların bulunduğu illerde görev yapan hekim dışı sağlık çalışanlarının tavan katsayılarının 1.80’e çıkarılması sağlandı. (Bu kazanım sayesinde bu illerde görev yapan sağlık çalışanlarının 200 TL’ye kadar ek kazanç elde edecek.)

Yemek hizmetinden faydalanamayan 112 personeline nakdi yemek yardımı yapılması sağlandı. (Bu kazanım sayesinde yemek hizmetinden yararlanamayan 112 personeline 174 TL nakdi yemek bedeli ödenecek.)

2016 yılından itibaren uygulanmak üzere sağlık çalışanlarına yıpranma payı verilmesi için BİLİM KURULU kurulması sağlandı.

Adli Tıp Kurumunda görev yapan personelden tavan katsayısı 1.50 olanların tavan katsayılarının 1.70’e çıkarılması sağlandı. (Bu kazanım sayesinde Adli Tıp Kurumu personeli 150 TL’ye kadar ek kazanç elde edecek.)

Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’nda nöbet tutan çalışanların nöbet ücretlerinin her nöbet günü için 4 saate, haftada 12 saate çıkarılması sağlandı. (Bu kazanım sayesinde Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’nda nöbet tutan yaklaşık iki bin personel 200 TL’ye kadar ek kazanç elde edecek.)

Kanunla belirtilen uzman hemşirelik ve uzman ebelik şartlarını taşıyanların özel hizmet tazminatlarının 5 puan artırımlı ödenmesi sağlandı. (Bu kazanım sayesinde uzman ebe ve uzman hemşireler 40 TL’ye kadar ek kazanç elde edecek.)

Üniversite hastanelerinde görev yapan sağlık personelinin tavan katsayıları 1.50’den 1.70’e çıkarıldı. (Bu kazanım sayesinde GİH, TH, YH sınıfına 100 TL’ye kadar, sağlık hizmetleri sınıfına 200 TL’ye kadar ek ödeme kazandırıldı.)

Üniversite hastanelerinde görev yapanların döner sermaye katsayılarının YÖK ile birlikte daha adil bir şekilde yeniden değerlendirilmesi kararı alındı.

Adli Tıp Kurumu’nda ölüm raporu ve otopsi nöbeti tutan çalışanların tavan katsayılarının yüzde 10 artırılması sağlandı. (Bu kazanım sayesinde hekimler 500 TL’ye kadar, diğer çalışanlarımız 150 TL’ye kadar ek kazanç elde edecek.)

2016-2017 YILLARI TOPLU SÖZLEŞMESİ TAM METNİ

2016-2017 YILLARI TOPLU SÖZLEŞMESİ TAM METNİ


Kamu Görevlilerinin Geneline Ve Hizmet Kollarına Yönelik Mali Ve Sosyal Haklara İlişkin 2016 Ve 2017 Yıllarını Kapsayan 3. Dönem Toplu Sözleşmenin tam metni Resmi Gazete’de yayımlandı.


Toplu sözleşmede yer alan ve sizleri etkileyecek hükümlerin ince detaylarına ilişkin haberlere önümüzdeki günlerde sitemizden ulaşabilirsiniz.

İşte memurlar ve diğer kamu kamu görevlilerinin mali ve sosyal haklarını etkileyen 2016-2017 yılları toplu sözleşmesinin tam metni:




MEMURLAR HANGİ DAVRANIŞLARI NEDENİYLE HEM ADLİ HEM DE İDARİ CEZA ALABİLİR?

MEMURLAR HANGİ DAVRANIŞLARI NEDENİYLE HEM ADLİ HEM DE İDARİ CEZA ALABİLİR?



Devlet memurlarının, işledikleri bazı fiil ve hallerden dolayı haklarında hem idari (disiplin) soruşturma ve hem de adli (ceza) kovuşturma yapıldığı durumlarla da karşılaşılabilmektedir. 


Kamu görevlilerinin bazı fiil ve halleri sadece idari soruşturmalara konu edilirken, bazıları ise adli ve idari soruşturmaya konu olmaktadır.

Devlet memurlarının görevleri sebebiyle yaptıkları bazı fiil, hareket, iş ve işlemlerden dolayı; haklarında Türk Ceza Kanunu hükümleri uyarınca işlem yapılabileceği gibi, aynı sebeplerden dolayı haklarında Devlet Memurları Kanunu hükümleri uyarınca da işlem yapılabilir.

Memurlar tarafından işlendiğinde hem adli ve hem de idari cezayı gerektirebilecek fiil ve hallerin bazılarını şöyle sayabilir:

*İş arkadaşlarına, maiyetindeki personele ve iş sahiplerine kötü muamelede bulunmak,söz veya hareketle sataşmak,hakarette bulunmak veya bunları tehdit etmek ya da fiili tecavüzde bulunmak.

*Gerçeğe aykırı rapor ve belge düzenlemek.

*Görevin yerine getirilmesinde dil, ırk, cinsiyet, siyasi düşünce, felsefi inanç, din ve mezhep ayrımı yapmak, kişilerin yarar veya zararını hedef tutan davranışlarda bulunmak.

*Açıklanması yasaklanan bilgileri açıklamak.

*Siyasi ve ideolojik eylemlerden arananları görev mahallinde gizlemek.

*5816 sayılı Atatürk Aleyhine İşlenen Suçlar Hakkındaki Kanuna aykırı fiilleri işlemek.

*Nitelikli dolandırıcılık.

*Resmi belgede sahtecilikyapmak veya resmi belgeyi bozmak, yok etmek ya da gizlemek.

*İhaleye fesat karıştırmak.

*Edimin ifasına fesat karıştırmak.

*Zimmet.

*İrtikap.

*Denetim görevini ihmal etmek.

*Rüşvet.

*Sahip olunan nüfuzu (kamu görevlisi) kötüye kullanmak.

*Görevi kötüye kullanmak.

*Göreve ilişkin sırrı açıklamak.

*Kamu görevini usulsüz olarak üstlenmek.

*Kamu görevine ait araç ve gereçleri suçta kullanmak.

*Kamu görevlisinin suçu bildirmemesi.

*Suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini aklamak.

*Devlet sırlarından yararlanmak ve Devlet hizmetlerinde sadakatsizlik göstermek.


Çalışanlar ölüyor, sendikalar sorumsuz mu?

Çalışanlar ölüyor, sendikalar sorumsuz mu?

Se

ndika, çalışanların ortak hak ve çıkarlarını korumak, sorunlarını çözmek için kurulmuş ekonomik öğeler taşıyan, devlet, siyasi parti ve iktidar örgütlenmelerinden bağımsız örgütlerdir.




Sendikalar sınıf örgütlenmelerini sağlayarak çalışanın kendi bilinç düzeyi oluşturup, geliştirdiği hak, savunduğu kurumlar olarak önem taşımaktadır. Her çalışanın bulunduğu yaşam koşullarını ve bilinç düzeyini geliştirmek için örgütlenme arayışına girmeye zorlar. Günümüzde bu durum yasal zeminde kanunların sınırlarını belirlediği sendikalar olarak karşımıza çıkmaktadır.


İşçiler ve memurlar hatta vatandaş için sendikanın yararı yalnızca hak alma ve alınmış hakları korumadır. Hak edinmede örgütlü mücadele yoluyla toplu iş sözleşmesi, teşmil, mevzuat değişiklikleri gibi araçlar kullanılır. Kazanılmış hakların korunmasında da işyerinde ortaya çıkan sorunların çözümünden, mevzuat alanındaki mücadeleye kadar geniş bir alan söz konusudur. Üyelere sendika vasıtasıyla doğrudan hizmet götürülmesi, farklı kökenlerden ve inançlardan insanlar arasındaki kaynaşmayı güçlendirir, sınıf bilincinin ve dayanışmasının gelişmesine önemli katkılarda bulunur.

Sendikalar çalışma hayatında sivil toplum örgütüdür. Cenazende, düğününde, sünnetinde, eğitim desteğinde ve benzeri toplumsal insani olayların tamamında sendika vardır. Gerçekçi ve rasyonel olan da budur zaten.


  • Aklıma gönlüme takılan merak ettiğim bazı sorular;

  • Sendikalar sadece toplu sözleşme yaparak sendikanın asli vazifesini yapmış mı oluyor?

  • Sendikalar çalışanların halleri ile hemhal olup aynı soluğu alabiliyor mu?

  • Sendikalar sadece aidat alıp koltuk kavgası veren örgüt kimliğinden kurtulabilir mi?

  • Sendikalar aldıkları aidat ile üyelerine ne tür sosyal katkılar sağlıyorlar?

  • Sendika üyeleri mağdur olduğunda hukuki ve sendikalılığın getirdiği dayanışmayı sağlayabiliyor mu?

  • Sendika yönetimleri ilk seçildiği zaman ile görevi bıraktığı zaman arasında ki mal varlığı biliniyor mu?

  • Sendikalar toplu iş sözleşmelerde üyelerini güncel geçim şartları maaş kazanımı ve sosyal dengeyi sağlayacak edimleri almak için ne yapıyor?

  • Sendikalar çalışma hayatı için sivil toplum ayağını oluşturan en önemli kanuni ayaktır. 

  • 301 madenci öldüğünde, Ermenekte 18 madenci öldüğünde,15 kadın mevsimlik işçi öldüğünde, odasında ölü bulunan doktor veya sağlık personeli haberlerini aldığında Sendikalar kendilerini sorgulama ihtiyacını hissetti mi? Kalpleri acı dı mı? Sorumluluk duygusu mu yoksa ben ne yapabilirim aman sendeciliği mi hâkimdi?

  • 301 insan, 301 yuva ve onların yetimleri! Sendikalar saha da emeğin tarafında güçlü ses olarak ne zaman görülecek? 

Doktor öldürülür, hemşire öldürülür, işçiler başka varlıklar gibi traktör üstlerinde götürülürken 30/40 TL yevmiyeye çalıştırılır. Emekli olacağım diye insanlar 1200 TL maaşla ömürlerini tüketir.

Çalışanlar ölüyor 

sahi sendikalar sorumsuz hükümsüz mü?


Musa Kocakiren


Kaynak


gazete sağlık

SAĞLIK HAKTIR.SOSYAL DEVLETİN GEREĞİ BUDUR.SİYASİLER NEDEN SUSKUN?

SAĞLIK HAKTIR.SOSYAL DEVLETİN GEREĞİ BUDUR.SİYASİLER NEDEN SUSKUN?
Unutulmamalıdır ki Sağlık toplumsal bir haktır. Sağlık hizmetinin birey ve toplum üzerinde bir iktidar aracı olarak kullanılmasına, toplum sağlığının kapitalizmin ve iktidarın insafına bırakılmasına karşı çıkar sağlamak üzere kullanılması ahlaki değildir. Sosyal Devlette Sağlık hizmetlerinin parasız ve toplumun gereksinimini esas alarak üretilmesi esastır.








2000 li yılların başından sonra Sağlık hizmetleri, üretimden,sunumundan sağlık çalışanlarının dağılımlarına kadar eşit, ulaşılabilir,hakkaniyetli ve cinsiyetçi olmayan, parasız, nitelikli, toplumda her bireyin “katılımını” esas alan ve insanın yaşadığı her yerde sağlık kurum ve kuruluşunu inşa eden bir anlayışla sürdürülmesi gerekirken ne yazık ki sürdürülmediğini görüyoruz.Ne yazık ki artık “Sağlık Hizmeti  Paran Kadar Sağlık Sistemine” dönüşmüştür.Hastaneler ve vatandaşlar sınıflandırılmıştır.
• Bu güne kadar ney azık ki Sağlık hizmetlerinin planlanması, uygulanması, değerlendirilmesi ve denetlenmesi süreçlerinde ne yazık ki sağlık çalışanları dahil edilmemiş,seçilmiş yerine atanmış idareciler demokratik olmayan sağlık sistemi uygulamaları ile sağlık çalışanlarını ezip tüketmeye mobbing,şiddet,tükenmişlik sendromu,intihar ile karşı karşıya bırakılmıştır. Ne yazı ki hiçbir siyasi partinin bu konularda çözüm önerileri için  vaadini ortada göremedik
209 sayılı Kanun ekseninde son yıllarda  kamu hastanelerinde toplumsal yarar esaslı çalışma ortaya konulmalıdır. Sağlık Çalışanlarını bölen ve bir birine düşman eden  “Döner sermaye, performansa dayalı ücretlendirme” kaldırılmalı taban aylığa yansıyan net ücret haline getirilmeli ve sağlık çalışanları emekliliğinde ne alacağını bilerek çalışmalı ve emekliliği geldiğinde emekli dilekçesini  vermelidir. Günümüzde sağlık çalışanları hayat idamelerini sürdürebilir bir ücret alamayacaklarını düşündükleri için emekliliği düşünmemektedir. Yani dönersermayelerin emekliliğe yansıtılması konusunda yada bu sistemin kaldırılması noktasında siyasilerin bir açıklamasını sağlık çalışanları olarak görmedik  Sağlık Çalışanlarına yük getiren  İlave ücret, katkı-katılım ve her türlü cepten ödemeler mutlak kaldırılmalıdır.Ne yazık ki bu konuda da bir söylemi siyasi partiden duymadık.Sağlıkta bu kadar sorun varken sadece konuşan sendikalar siyasilere sadece arka bahçe olmaktan ileri gidemediklerini görüyoruz.


SAĞLIK ÇALIŞANINI HATIRLAMAYANLARI BİZ HİÇ HATIRLAMAYIZ VE GEREKEN DERSİ VERİRİZ...
HÜSEYİN AYHAN
AKTİF SAĞLIK-SEN
GENEL BAŞKANI



Hastanede Yemeğin İçinden Böcek Çıktı

Birime Yazı Verildi Ama Geri Dönüş Yapılmadı

Aktif Sağlık Sendikası Resmi Web sayfasında yaptığı habere göre; İstanbul'un Göbeğinde bulunan bir Araştırma Hastanesinde yemeklerden böcek, peçete çıktığını yazılı olarak söyledik ama geri dönüş yapılmamıştır.

Kurumda idareciler sağlık personelinin huzurunu kaçırmak yerine daha mutlu edeceklerinin yollarını aramıyorlar.

 Ne yazık ki bunun yerine insanlar mutsuz şekilde çalışmaya mahkum ediliyor. Tayini gelen bu kurumdan gittiğini ve personel sıkıntısı  hat safhada ama idareciler bir şey yapmazken burada yetkiyi elinde bulunduran sendikada susuyor.

Sağlık çalışanı kaderine terk edilmiş durumda. Hükümet Sen'e karalama yapan başka sendikada ondan farklı değil. Bu kurumda kurum da esnek çalışma modeli ile sağlık çalışanlarının sosyal hayatı neredeyse yok denecek kadar az sağlık çalışanlarının Cumartesi-Pazarları yok.kanuni dinlenme hakları sabote ediliyor,yemek hakları sabote ediliyor ama kimse görmüyor ama biz bu tür haksızlıklar karşısında susarak şeytanın avukatlığını yapmadık.


BU HABER DOĞRUMU? HAYDARPAŞA DA BİNALARDA SIKINTIMI VAR? CEVAP BEKLİYORUZ!!!

Haydarpaşa Numune Hastanesi’nde hastaların yaşamını hiçe sayan bir skandala imza atıldı.

Bugün.com.tr den Cihan Acar'ın haberine göre, hastanenin yanında inşa edilen otopark hastane duvarına zarar verdi. Bu nedenle çatlayarak ikiye ayrılan duvar alçı ve boyayla makyajlandı.












İstanbul’da Haydarpaşa Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde zemin kattaki otoparkın yapım aşamasında çatlakların oluşumu nedeniyle 22 Ocak 2015’te İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin kararıyla hastane boşaltılmıştı. 

BUGÜN'ün görüntülediği görüntülerde hastane içindeki çatlakların taşıyıcı kolanlarda dahi bulunduğu görünmekte. Ayrıca asansörün bulunduğu yerdeki zeminde de çatlaklar var. Hastanenin dış cephesindeki  ise 5-10 santimlik derin yarıklar görenleri korkuttu.

Geçtiğimiz haftaya kadar kapalı tutulan poliklinikler binası için inceleme başlatan yetkililer, yapılan ölçümlerin ardından işe girişti.
Binanın Her Yerinde Çatlaklar Var

Binayı ortadan ikiye bölen ana gövde alçı ve dolgu malzemesiyle kapandı. Çatlayan duvarlar metal menteşelerde birbirine tutturularak üzerleri örtüldü.
Yapılan bu hasar gizleme işlemlerinin ardından yetkililer hastaneyi geçtiğimiz günlerde hizmete açtı. Hastaneye gelen vatandaşlar olan bitenden habersiz tedavi olmak için sıraya girdi. Asansörlerin çalışmadığı bölümlerde yaşlı hastalar merdivenleri kullanmak zorunda kaldı.

Toprağın Altı Boşaltıldı
Hastanedeki bu skandal olayla ilgili konuşan İnşaat Mühendisleri Odası İstanbul Şube Başkanı Cemal Gökçe, çatlamalarla ilgili bir ön rapor hazırladıklarını ancak dikkate alınmadığını belirtti. Gökçe yapılan otopark inşaatında toprağın boşaltıldığını ve bu nedenle çatlakların oluştuğunu söyledi.

Çelik yerine Beton Bağlantı
Binanın temeli atılırken çelik bağlantı yerine beton bağlantılar kullanıldığını iddia eden, Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikasıİstanbul şube başkanı Erdal Güzel, " Temelin altından çelik bağlantılar yapılması gerekirken beton bağlantı yapılıyor. Daha sonra otopark inşaatı başlayınca yapılan bu poliklinik binası hızla kayıyor ve çatlıyor" dedi.

Hastane Binası Kullanılamaz Halde

CHP Milletvekili Kadir Gökmen Öğüt de tedbirsizce yapılan çalışmalar yüzünden yeni bir binanın kullanılamaz hale geldiğinin altını çizerek hastaların mağdur olduğunu söyledi. Öğüt, "Buranın altyapısı doldurma bir altyapı. Burada önlem almazsanız bina kullanılmaz hale gelir. Bunu hem yazılı hem de sözlü olarak Meclis’te gündeme getirdim ama herhangi bir cevap ya da hareket olmadı" ifadelerini kullandı.






KAYBOLAN SADECE VEFA DEĞİL