28 Ekim 2015 Çarşamba

DEVLETMEMURU BASIN AÇIKLAMASI YAPA BİLİRMİ?


DEVLETMEMURU BASIN AÇIKLAMASI  YAPA BİLİRMİ?

EVET KENDİ GÖREV ALANI OLMAMAK ŞARTIYLA MEMUR  BASIN AÇIKLAMASI YAPAR

 657 DMK’nın 15 maddesi Söz konusu yasa maddesi, 1980 ihtilalinin memurları baskı altına almak için kullandığı bir ARGUMAN olmasınakarşın, son zamanlarda  darbelere karşıtı olduğunu ve darbe mağduru olduğunu söyleyen, eline fırsat geçmiş idarecilerin  baskı aracı olarak kullandığı bir madde olarak karşımızda duruyor..
Bu konu “ hak aramasını bilen kafası bilgi dolu memurlarla”, “ Liyakatsız İş bilmeyen  bilgisi olmayan kafası boş direktiflerle iş yürüten  amirler” arasında eskiden beri devam etmektedir.

Özellikle sivilleşmeyi ve sivil toplumları sindiremeyenler son dönemde de bu ihtilafların artmasına neden olarak memurları canını yapmak için  “LİYAKATSIZ  BİLGİSİZ AMİR ” yetkili sayısının çoğaldığının görüyoruz.

Konuyu anlamadan dinlemeden vurun abalıya mantığı ile idari cezalar veriliyor..”NASILSA GÜÇ BENDE NE İSTERSEM MANTIĞI HAKİM” kamu adına göreve gelenler kamunun kendisine tanıdığı hakkı kötüye kullanmaktan öteye gitmemektedirler.
657 Sayılı Devlet Memurları Kanunun 15 maddesinde Memurun yazı yazmak ya da demeç vermek için izin alması gerektiğine dair ibare geçmektedir. Maddeyi hatırlayalım,

“Devlet Memurları, kamu görevleri hakkında basına, haber ajanslarına veya radyo ve televizyon kurumlarına bilgi veya demeç veremezler. Bu konuda gerekli bilgi ancak bakanın yetkili kılacağı görevli; illerde valiler veya yetkili kılacağı görevli tarafından verilebilir.” Denilmektedir…
Değerli sağlık çalışanları Burada idareciler tarafından sürekli  algıda seçicilik oluşturulan,itilaf oluşturulan konu, devlet memurlarının basına hiçbir konuda mı bilgi ve demeç veremeyecekleri? yoksa sadece kendi görevleriyle ilgili mi bilgi ve demeç veremeyecekleri hususudur.
Ne yazık ki  ülkemizde kanunu(657DMK) kendi çıkarlarına uydurmaya çalışan art niyetli amirler veya üç satır yazıyı yorumlayamayan liyakatksız,iş bilmeyen kişi yada kişiler, memurun hiçbir konuda bilgi ve demeç veremeyeceğini ifade etmekten kendilerini alamadılar ve kanundan daha yasakçı oldular.
Yıllarca Anayasa’ya, uluslararası anlaşmalara, temel hak ve özgürlüklere aykırı olarak yasağı savunurken, kanunda açıkça belirtilen “kamu görevleri hakkında ibaresini hep  görmezden geldiler.

Memurun yazdığı her türlü yazıyı ve konuşmayı kendilerince “bilgi veya demeç veremezler” kapsamına sokarak cezalar yağdırdılar.

Yok öyle bir dünya herkes kanunları ya iyi anlayacak yada masaları işgal etmeyecek ve oturmayacaklar, oraları iş bilen liyakatlı kişiler idare edecek.

 Gerçi ülkemizde baseni koltuğa değen biranda değişiyor oda ayrı bir konu!!!Hikmeti nedir çözülemedi gitti....
 Değerli sağlık çalışanları; Kanun ve gerekçesi birlikte incelendiğinde söz konusu yasağın, memurun sadece kendi görevlerinin yürütülmesiyle ilgili bir yasak olduğunu görüyoruz.Yani memur kendi görev alanı ile ilgili iş akışını anlatamaz yani basına açıklamada bulunamaz.

İdare tarafından kendisine tesis edilen bir işlemi cezayı anlatmak ve kamuoyu oluşturmak için basın açıklamasında yada kendisine uzatılan bir mikrofona  güncel konular ile ilgili basın açıklaması yapabilir.

Yani görevi dışında diğer tüm konularda basına bilgi ve demeç verebileceği, yazı yazabileceği açıkça görülmektedir.


DEĞERLİ SAĞLIK ÇALIŞANLARI; aksi düşünüldüğü takdirde trajik komik olaylar ortaya çıkar, örneğin bile, bir gün gazeteciden gazete  alırken, gazete fiyatlarını nasıl bulduğunuzu ya emekli maaşlarının yeterli olup  olmadığını soran bir TV kamerasına, gazete fiyatı yada emekli maaşları  ilgili tek laf edememeniz durumu ortaya çıkar ki  ülkemiz muz cumhuriyeti değildir.

Memurun kendi görevinin yürütülmesi dışında bilgi ve demeç verebileceğine dair ve yukarıdaki açıklamaları destekleyen onlarca yüksek yargı kararı mevcuttur.
Örnek Danıştay kararları: (D.5.D,K:88-1281, E:87-2439), (D.8.D. E: 1993/1617 K: 1993/4214,(D.8.D, E:95-2654, K:96-115), (D.10.D, K:89-519, E:88-1504)
Kurum amirleri öncelikle  memurun yazdığı yazının yada yaptığı basın açıklamasının, memurun hangi konuda yazı yazdığı yada basına sözel  bilgi ve demeç verdiğini tespit etmekle mükelleftir.
İdareler ; kızdıkları yada sürekli izledikleri memura ceza vermek için hemen bu basın açıklaması yaptı bu durum 657 DMK nın 15 maddesine suç hemen yapın soruşturma verin ceza mantığında olduğu için sonrasında bunlar yargıdan dönmektedir.Bu durum çalışan için ekonomik ve hemde manevi sıkıntılar yaşanmasına neden olmaktadır.
Değerli sağlık çalışanları; peki, madem memur kendi görevinin yürütülmesi dışında her türlü yazı yazabilir, bilgi ve demeç verebilir diyoruz.
Hangi hallerde memur  hakkında işlem tesis ettirilebilir;

Memur yazısında veya röportajında  eleştiri sınırını aşar, konusu suç teşkil eden cümleler kurarsa memur hakkında  657 DMK 15 maddesi ve yine 657 DMKnın 125 maddesinin D/g gereği işlem tesis ettirile bilir.
Bu durumda idare ne tür işlem  yapabilir?
Cumhuriyet savcılıkları bünyesinde Basın Savcılığı mevcuttur,amir konusu suç teşkil eden yazı veya demeçler için, kendisine hakaret edildiği, kişilik haklarına saldırıda bulunulduğunu düşünüyorsa, isnat veya iftiraya uğradığını iddia ediyorsa,idareler de dâhil herkesin başvuracağı merci Cumhuriyet Savcılıkları ve Basın Savcılığıdır.

Burada konu hukuki açıdan incelenir ve bir suç varsa, iddianameyle mahkemeye sevk edilerek yargı süreci başlatılır.Bu iş aslında bu kadar basit.

Ama  amirin dikkat edilmesi gereken yazı ve demeçlerdeki ifadeler yanlış ve hoş olmayan ifadeler ise idari amirler idari soruşturma açamazlarBuradaki altın kural;  idari amirler hoşuna gitmeyen her lafı hakaret ya da küçük düşürme kabul edip idari soruşturma açıp ceza veremeyeceğidir.

Değerli sağlık çalışanları;memurun görevinin yürütülmesi dışında basına bilgi ve demecinde, yazılarında kullandığı ifadelerden dolayı adli kurumca  suç unsuru tesbit edilmiş ise konusu artık idari soruşturmaya değil hukuki yargılamaya tabidir. Bunu unutmayınız…
Değerli sağlık çalışanları; kanunlarımızda ve birçok yargı kararında neyin hakaret veya kişilik haklarına saldırı olduğu çok net açıklanmıştır.


 Örnek verecek olursak Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 2001/9-132 E.- 155 K. Sayılı içtihatçındaki “eleştirinin doğasından kaynaklanan sertlik suç oluşturmaz. Eleştiri övgü olmadığına göre, sert, kırıcı ve incitici olması da doğaldır.” şeklindeki hükmü, her hoşa gitmeyen eleştirinin, sözün veya yazının hakaret suçu oluşturmayacağını açıkça belirtmiştir.
,
Bilindiği gibi 67 DMK nın hemen her maddesinde şu tabirleri görürüz(“görevi sırasında”, “hizmet dışında” veya “kamu görevinde”) Kanunlarda disiplin hükümlerine tabi olan fiiller, mekân ve durum açısından tanımlanmış sınırlanmıştır.

Dikkatinizi bir konuya çekmek istiyorum;Son dönemlere  amir-memur ilişkileri bakımından, yaşamının her alanında amir memurun üstüdür, görevi dışındaki her hareketinden ve fiilinden dolayı amirine karşı sorumludur gibi ucu açık ve tehlikeli anlayış karşımızda duruyor.

Örneğin;Kahvede oturan memur ile kaymakam yada müdür ile memur  aynı alanda olamaz gibi bir kanı oluşmaya başladı.
İdarelerce unutulan ve yanlış anlaşılan yada işerine öyle geldiği için davrana bilirler ama unutulmalıdır ki  Genel ahlaka aykırı olamadığı halde, amirin hoşuna gitmeyen her hareket ya da sözler, soruşturma ya da disiplin cezasına konu edilemez.


MİRAÇ KANDİLİNİZİ KUTLAR KANDİLİN TÜM DÜNYA YA BARIŞ VE MUTLULUK GETİRMESİNİ DİLERİM
 SAYGILARIMLA
HÜSEYİN AYHAN
AKTİFSAĞLIK-SEN
GENEL BAŞKANI

Hiç yorum yok:

KAYBOLAN SADECE VEFA DEĞİL