5 Kasım 2015 Perşembe

HAYDARPAŞA NUMUNE EĞİTİM VE ARAŞTIRMA HASTANESİNDE YEMEK GREVİ

Haydarpaşa Numune Hastanesinde Sular durulmuyor.

Sağlık çalışanları bu gün yemeklerini yiyemedi,nedeni yemekhane çalışanlarının maaşlarının üç aydır ödenmediği ifade edilerek grev yapmaları nedeni ile sağlık çalışanı mağdur edildi.

Bu tür olay yaklaşık 3-4 ay öncesi yine tekrarlamış o dönemde sağlık çalışanlarına yemekler grev nedeni ile tabaklar yerine tek kullanımlık tabaklarda verilmiş ve yemekhane çalışanları pasif direniş yapmışlardı.

Firma yetkililerinin yemekhane çalışanlarına maaş hak edişlerini ödememeleri ve ödeme yapmayacakları ifadesi üzerine yemekhane çalışanlarının eylem yaptıkları ifade edilmiştir.

Hastane yönetimi yemekhane çalışanlarına şirkete ödemelerin düzenli yapıldığı dolayısı ile de hastane yönetimi olarak hiç bir yapacaklarının olmadığı ifade edilmiştir.

ZATEN NORMAL ŞARTLARDA İYİ ÇIKMAYAN YEMEKLER VARKEN BİR DE SAĞLIK ÇALIŞANI YEMEK YİYEMİYOR. YEMEKLERDEN DAHA ÖNCEDE YAZMIŞTIK,TEL,BÖCEK,PEÇETE,ELDİVEN V.B YABANCI CİSİMLER ÇIKIYOR,YAZI YAZMAMIZA RAĞMEN KİMSE BU MUTFAĞI DENETLEME GİBİ BİR EYLEME  DAHİ BULUNMADI.


Bilindiği üzere 4857 sayılı kanun gereği Alt iş verenden doğan ücret ve tazminat sorumlulukları idareyi doğrudan bağlar.Bu nedenle idarenin yapacak bir şeyimiz yok demesi hukuken mümkün değildir.Kanun çalışanların hak edişleri ve sigorta kesintileri yatırıldıktan sonra geri kalan ücret kısmının ödemeleri alt işverene yapılacağı hüküm altına alınmıştır.

Hastane yönetimini göreve davet ediyor ve çalışanın haklarını iade etmelerini talep ediyoruz.Aksi takdirde sağlık çalışanlarının yasal haklarının aranacağının bilinmesini isteriz. 
Gelin şimdi yasal çerçevede Asıl işveren ve Alt İşverenin yetki ve sorumluluklarını inceleyelim.

YAKIN ZAMANDA DEVLET MEMURLARI DA ALT İŞVERENLE DİREK KARŞI KARŞIYA KALACAK ŞİMDİLER DE ADI  "HİZMET ALIMI" 657 DMK nın 36 Maddesi iyi incelenmelidir.

ALT İŞVEREN-ASIL İŞVEREN VE HUKUKİ SORUMLULUKLAR

ALT İŞVEREN- ASIL İŞVEREN KİMDİR?
4857 sayılı İş kanunun 2. maddesinin 6. ve 7 fıkrası ile Çalışma bakanlığının çıkardığı "Alt İşverenlik Yönetmeliği" bo konuyu çok detaylı şekilde açıklamıştır.

Asıl işveren: İşyerinde yürüttüğü mal veya hizmet üretimine ilişkin yardımcı işleri veya asıl işin bir bölümünde işletmenin ve işin gereği ile teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren işleri diğer işverene veren, asıl işte kendisi de işçi çalıştıran gerçek veya tüzel kişiyi yahut tüzel kişiliği olma-yan kurum ve kuruluşları ifade eder. (Yönetmelik 3/ç)

Alt işveren: Bir işverenden, iş yerinde yürütülen mal veya hizmet üretimine ilişkin yardımcı işlerde veya asıl işin bir bölümünde işletmenin ve işin gereği ile teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren işlerde iş alan, bu iş için görevlendirdiği işçilerini sadece bu iş yerinde aldığı işte çalıştıran gerçek veya tüzel kişiyi yahut tüzel kişiliği olmayan kurum ve kuruluşları ifade eder. (Yönetmelik 3/a)

HANGİ İŞLER ALT İŞVERENE VERİLEBİLİR ?
İş hukukunda temel kural : işverenin kendi işyerinde, kendi işçileri ile üretim yapmasıdır.Ancak Kanun şu durumlarda bu kurala istisna getirmiş ve alt işverenlik ilişkisi kurulabilmesine izin vermiştir. :

1-Yardımcı işlerde :işyerinde yürütülen mal veya hizmet üretimine ilişkin yardımcı işler(İş Kanunu m 2/6).İşyerinde yürütülen mal veya hizmet üretimine ilişkin ol-makla beraber doğrudan üretim organizasyonu içerisinde yer almayan, üre-timin zorunlu bir unsuru olmayan ancak asıl işdevam ettikçe devam eden ve asıl işe bağımlı olan iştir.(Yönetmelik m3) Yardımcı işlerin neler olabileceği konusuna, madde gerekçesinden ve Yargıtay kararlarından şu örnekler verilebilir. Temizlik hizmetleri, güvenlik hizmetleri, torbalama paketleme hizmetleri, tahmil tahliye ve nakliye hizmetleri vs.

2-Asıl işin bir bölümünde işletmenin ve işin gereği ile teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren işlerde : Burada baskın olan özellik işin teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektirmesidir. Bu konunun ispatı; Alt işverenin hangi teknolojik özelliklere sahip makine, alet ya da ekipmana sahip olduğu ya da çalışan personelin hangi uzmanlık belgelerine haiz olduğu olgularıyla yapılabilir.

Bu iki durum dışında mevzuatımıza göre Alt işverenlik ilişkisi kurulamaz. Kurulsa bile "muvazaa" kabul edilerek kanun nezdinde geçerli sayılmaz. Bu iki maddede belirtilen işler için kurulacak alt işverenlik ilişkisi için de mevzuatımız bir takım kriterler koymuş ve bu kriterlere uyulmaması durumunu da muvazaa saymıştır. Asıl işveren yardımcı iş sebebiyle ya da teknolojk nedenler ve uzmanlık gerektiren işler sebebiyle alt işverene verdiği işte kendi personelini çalıştırmayacaktır. Şayet alt işverene verilen işte halen asıl işverenin işçisi de çalışıyorsa bu durum da muvazaa olarak kabul edilecektir. Bu hükümden anladığımız o durki alt işverene verilecek iş bir bölüm olarak verilecektir.

ASIL İŞVEREN- ALT İŞVEREN İLİŞKİSİNİN KURULMA ŞARTLARI
Yönetmeliğin 4. maddesinin 1 fıkrası gereğince
a) Asıl işverenin işyerinde mal veya hizmet üretimi işlerinde çalışan kendi işçileri de bulunmalıdır.
b) Alt işverene verilen iş, işyerinde mal veya hizmet üretiminin yardımcı işlerinden olmalıdır. Asıl işin bölünerek alt işverene verilmesi durumunda ise, verilen iş işletmenin ve işin gereği ile teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren bir iş olmalıdır.
c) Alt işveren, üstlendiği iş için görevlendirdiği işçilerini sadece o işyerinde aldığı işte çalıştırmalıdır.
ç) Alt işverene verilen iş, işyerinde yürütülen mal veya hizmet üretimine ilişkin bir iş olmalı, asıl işe bağımlı ve asıl iş sürdüğü müddetçe devam eden bir iş olmalıdır.
d) Alt işveren, daha önce o işyerinde çalıştırılan bir kimse olmamalıdır. Ancak daha önce o işyerinde çalıştırılan işçinin bilahare tüzel kişi şirketin ya da adi ortaklığın hissedarı olması, alt işveren ilişkisi kurmasına engel teşkil etmez.

ALT İŞVERENLİK İLİŞKİSİNDE MUVAZAA :
Asıl işveren işçilerinin alt işveren tarafından çalıştırılmak suretiyle haklarının kısıtlanması
Alt işverenlik ilişkisinin daha önce o işyerinde çalışan kimse ile kurulması
Uzmanlık gerektirmeyen işlerin alt işverene verilmesi
kamusal yükümlülüklerden kaçınmak veya işçilerin işsözleşmesi, toplu işsözleşmesi yahut çalışma mevzuatından kaynaklanan haklarını kısıtlamak ya da ortadan kaldırmak gibi tarafların gerçek iradelerini gizlemeye yönelik işlemler.

MUVAZAA VARSA SORUMLULUK KİMİNDİR ?


Yukarıda saydığımız sebeplerle alt işverenlik sözleşmesinde muvazaanın varlığı kabul edilirse bu durumda alt işverenlik sözleşmesi hiç yapılmamış sayılacak ve alt işverenin işçileri ta başlangıçtan itibaren asıl işverenin işçileri sayılacaktır. İşe iade davası, ücret, pirim, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, iş kazası tazminatı, sigorta pirimlerinin ödenmesi gibi tüm işçi alacak ve haklarından sorumluluk yalnızca asıl işverene ait olacaktır. Hatta bu durumun varlığı halinde alt işveren davalarda davalı olarak dahi kabul edilmeyecek, alt işverene karşı açılan davalarda mahkeme davanın asıl işverene yöneltilmesi için süre verecektir. Ancak dava alt işverene karşı da açılmış olsa bile husumet ehliyetinin yokluğundan alt işveren aleyhine açılan dava rededilecektir. Yargıtayın kökleşmiş içtihatlarına göre işçinin bu tür davayı açarken muvazaa sebebiyle yanıltıldığı için yanlış dava açmak zorunda kaldığı kabul edilerek alt işveren lehine avukatlık ücreti ödenmesine dair karar verilmeyecektir.


ASIL İŞVEREN- ALT İŞVEREN İLİŞKİSİ YASALARA UYGUN KURULMUŞSA SORUMLULUK KİMİNDİR ?


Şayet alt işverenlik ilişkisinin kurulması kanunda belirtilen iki durumdan birisine uygun kurulmuş ve mevzuatın muvazaa saydığı durumlardan birisi sebebiyle geçersiz sayıymayı gerektiren niteliklerde değilse. bu durumda geçerli bir alt işveren-asıl işveren ilişkisi var demektir. Bu durumda İş kanununun 2. maddesinin 7 fıkrasının son cümlesi "Bu ilişkide asıl işveren, alt işverenin işçilerine karşı o işyeri ile ilgili olarak bu Kanundan, iş sözleşmesinden veya alt işverenin taraf olduğu toplu iş sözleşmesinden doğan yükümlülüklerinden alt işveren ile birlikte sorumludur." hükmü gereğince hem asıl işveren hem alt işveren sorumludur. Asıl işveren bu sorumluluk sebebiyle alt işverenin işçisine herhangi bir ödeme yükümlülüğünde kalmış ve ödemişse bu yaptığı ödemeyi alt işverenden kendi aralarında yaptıkları alt işverenlik sözleşmesi hükümlerine dayanarak rücuan talep edebilir.

ALT-ASIL İŞVEREN İLİŞKİSİNE MÜSTENİT DAVALARDA SORUMLULUK


4857 Sayılı İş Kanunu 6. maddesi; “asıl işveren, alt işverenin işçilerine karşı o işyeri ile ilgili olarak bu kanundan, iş sözleşmesinden veya alt işverenin taraf olduğu toplu iş sözleşmesinden doğan yükümlülüklerinden alt işveren ile birlikte sorumlu” olduğunu hükme bağlamış olup yerleşik Yargıtay karalarında işbu sorumluluğun müşterek ve müteselsil sorumluluk olduğu belirtilmiştir. 


İşçilik alacakları talepli davalarda, asıl ve alt işverenin birlikte sorumluluğu tartışmasızdır.26 İşçinin kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, ücret alacağı, fazla çalışma alacağı, yıllık izin alacağı vb tüm taleplerinde, asıl ve alt işveren müşterek ve müteselsilen sorumlu olacaktır.

“...Mahkemece yargılama sonunda verdiği kısa karar usule aykırı tefhim edildiği gibi gerekçeli kararda davacı işçinin tazminat ve alacaklarından davalı asıl işverenin ayrı, davalı ortak girişimi oluşturan davalı alt işveren şirketleri ayrı hüküm altında sorumluluklarına karar vermiştir. 

Oysa açıklandığı gibi asıl-alt işveren ilişkisinde alt işveren işçisine karşı asıl ve alt işverenler birlikte müteselsilin ve müştereken sorumludurlar. Gerekçeli kararın hüküm fıkrasında asıl işveren yönünden ayrı, alt işverenler yönünden ayrı bentler altında tazminat ve alacakların iki kez infazına yol açacak şekilde karar verilmesi ve keza kabule göre de ortak girişimi oluşturan şirketlerin uyuşmazlıkta yeri olmayan B.K.’nun 523. Maddesi uyarınca altına alınan tazminat ve alacaklardan yarı yarıya sorumlu tutulması isabetsiz olup bozmayı gerektirmiştir...”

İş kazasından doğan tazminat davalarında da, asıl işverenin alt işverenle birlikte müşterek ve müteselsilen sorumlu olduğu tartışmasızdır. Yüksek Mahkeme'nin yerleşik kararları da bu doğrultudadır.29 
İşe iade davalarının sonuçlarından olan işe başlatmama tazminatı ve boşta geçen süre ücreti konularında da, kanunda belirtilen birlikte sorumluluğun bir tezahürü olarak, alt ve asıl işverenin müşterek ve müteselsilen sorumluluğuna hükmedilecektir. 



ALT-ASIL İŞVEREN İLİŞKİSİNE MÜSTENİT DAVALARDA SORUMLULUK

4857 Sayılı İş Kanunu 6. maddesi; “asıl işveren, alt işverenin işçilerine karşı o işyeri ile ilgili olarak bu kanundan, iş sözleşmesinden veya alt işverenin taraf olduğu toplu iş sözleşmesinden doğan yükümlülüklerinden alt işveren ile birlikte sorumlu” olduğunu hükme bağlamış olup yerleşik Yargıtay karalarında işbu sorumluluğun müşterek ve müteselsil sorumluluk olduğu belirtilmiştir. 

İŞÇİLİK ALACAKLARI TALEPLİ DAVALARDA SORUMLULUK :

İşçilik alacakları talepli davalarda, asıl ve alt işverenin birlikte sorumluluğu tartışmasızdır.26 İşçinin kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, ücret alacağı, fazla çalışma alacağı, yıllık izin alacağı vb tüm taleplerinde, asıl ve alt işveren müşterek ve müteselsilen sorumlu olacaktır.

“...Mahkemece yargılama sonunda verdiği kısa karar usule aykırı tefhim edildiği gibi gerekçeli kararda davacı işçinin tazminat ve alacaklarından davalı asıl işverenin ayrı, davalı ortak girişimi oluşturan davalı alt işveren şirketleri ayrı hüküm altında sorumluluklarına karar vermiştir. Oysa açıklandığı gibi asıl-alt işveren ilişkisinde alt işveren işçisine karşı asıl ve alt işverenler birlikte müteselsilin ve müştereken sorumludurlar. Gerekçeli kararın hüküm fıkrasında asıl işveren yönünden ayrı, alt işverenler yönünden ayrı bentler altında tazminat ve alacakların iki kez infazına yol açacak şekilde karar verilmesi ve keza kabule göre de ortak girişimi oluşturan şirketlerin uyuşmazlıkta yeri olmayan B.K.’nun 523. Maddesi uyarınca altına alınan tazminat ve alacaklardan yarı yarıya sorumlu tutulması isabetsiz olup bozmayı gerektirmiştir...

HÜSEYİN AYHAN
AKTİF SAĞLIK-SEN
GENEL BAŞKANI

Hiç yorum yok:

KAYBOLAN SADECE VEFA DEĞİL