4 Kasım 2015 Çarşamba

SAĞLIK PERSONELİ HEKİM YÖNETİCİ İSTEMİYOR

SAĞLIK PERSONELİ HEKİM YÖNETİCİ İSTEMİYOR

Değerli Sağlık Çalışanları sizinle saha tarama anketimizin bir bölümünü daha paylaşmak istiyoruz.Bu anket sonucuna göre ankete katılanlar YÖNETİCİSİNİ DOKTOR İSTEMİYOR.
Bilindiği gibi Sağlık Bakanlığı 2012 yılında radikal bir adım atarak Sağlık kurumlarının hem işleyişi hem de yönetiminde, Dünya Bankası (World Bank) normlarına uygun yapılanmaya gitti (Kamu hastane kurumu, hastane yöneticisi vs.).
Bu yapılanma çok tartışılmadan SAĞLIK BAKANLIĞINCA Uygulamaya sokuldu.Bu STK larınca çok tartışıldı.Sağlık Bakanlığı bu uygulama ile kısa sürede bazı pozitif sonuçlar aldığını  özellikle kurumların bütçelerinde önemli tasarruflar elde edildiğini ifade etti Konunun karşıtları  .finansal anlamda elde edilen ya da edilecek başarı sağlık sektörü gibi dev bir alanda beklenen köklü değişiklikler için yeterli görmedi, Finansal başarının tek başına yeterli olmadığını bunun için  insan kaynakları, hizmet kalitesi, hız, liyakat, çalışan memnuniyeti, verimlilik, gibi diğer çıktılarla da desteklenmesi gerektiğini ifade ettiler
Mevcut yapı incelendiğinde illerimizin Kamu Hastane Sekreterliklerinde toplam 87 genel sekreter görev almıştır. Bunların 85 tanesi hekim 2 tanesi idari kadrodan gelen hekim dışı personelden olduğunu gördük
Ülkemizde hastane yöneticileri, il sağlık müdürlükleri ve halk sağlığı müdürlüğünü de hesaba kattığımızda, ülkemizin sağlık yönetiminin baskın bir şekilde hekimler eliyle yürütüldüğü görmekteyiz Şurası bir gerçek ve hepimiz şunu söyleriz “hekimler eğitimleri boyunca sadece tıpla ilgili alanlarda derinlemesine eğitim almakta; finans, muhasebe, pazarlama, insan kaynakları, yönetim, iletişim, satın alma, örgütsel davranış, girişimcilik, kalite gibi konularda eğitim almazlar”
Ne yazık ki 2012 yılından sonra yapılan değişiklikle; tek başlarına geçtikleri dev bütçeli kurumlarda yetki ve sorumluluk üstlenmekte ve kurum ile ilgili doğrudan karar vermektedirler. Çoğu kez sınama yoluyla ve sezgilerle hareket etmektedirler.Ekip uyumu içerisinde çalışamadıkları için kurumsal bir çok sorunlar yaşanmaktadır. Örneğin, bir hekim, önüne gelen kurum bilançosunu yorumlamakta ya da kamu ihale kurumunun satın almayla ilgili konulardaki yönetmenliklerini anlamakta epey zorlanmaktadır.
Artık kurumları yönetmek için profesyonel yöneticiler olması  yeterlidir. AB ülkelerindeki  adı ile CEO lar tarafından profosyonel bir ekiple yönetilirken maalesef ülkemizde müdür, koordinatör, sekreter veya değişik isimler verilerek yapılmaktadır  AKTİF SAĞLIK-SEN olarak  sağlık kurumlarını sevk ve idare için, illa tıp fakültesi okumuş birisine ihtiyaç olmadığını düşünüyoruz.. Sektörü yakından tanıyan ve yönetim becerisi olan bir sağlık yönetimi mezunu sağlık idaresi mezunu olan kişilerce de  bu görev yapılabilir.Bunun yapılması halinde 3500 hekim görev başında olacağından ülkemizin acil hekim sayısı karşılanmış olacaktır..
Bilindiği gibi Sağlık Bakanlığı‘nın iki il dışında atadığı kişiler hekim kökenlidir.Bu iki CEO’ Diğerlerine göre daha başarılı olmasına rağmen SAĞLIK BAKANLIĞI ve İdari Hizmetler Başkanının  DOKTOR olması noktasında diretmektedir. Biz bu durumu kabul etmiyoruz HEKİM YERİNE SAĞLIK İDARESİ Mezunları YÖNETİMDE görmek istiyoruz.
AKTİF SAĞLIK-SEN olarak kamu hastanelerinin yöneticilerine MESUL MÜDÜR BELGESİ düzenlenmeli bununun için en az beş (5)yıl kamu yada özel sektörde idarecilik yapma şartı  aranmalıdır.
 BU mesul müdürler idari ve adli yönden kurumlara karşı sorumlu olmalıdır.AB ülkelerinde yönetimler bu şekilde oluşturulmaktadır. Hem ülkemizde hem de yurt dışındaki birçok özel hastanenin başında hekim olmayan profesyonel yöneticiler yer almaktadır.Ülkemizde bir çok özel hastaneyi buna örnek gösterebiliriz
Ülkemizde 663 sayılı KHK ile yapılan yapılanma hantal ve ağır işleyen bir yapısı ile kastlar sistemi oluşturarak bürokrasiyi artırırken,hizmet alanları sıkıntıya sokmakta daha fazla paralar verilerek idarecilerin göreve gelmesi sağlanan bir yapılar şeklindedir.
663 sayılı khk ile oluşturulan yapı sunuluş mantığının dışında işlev görmektedir.Eğer her işe yine CEO bakacaksa diğer yöneticilerin bulunmasının anlamı olmadığı sadece koltuk işgal edip bu insanlara para vermekten öteye gitmediğini görüyoruz.
AKTİF SAĞLIK-SEN olarak hekimlerin kendi asıl uzmanlık alanlarına odaklanması o alanda eğitimlerini ve akademilerini geliştirmeleri gerektiğini,yönetimlere bilimsel yönden katkıda bulunmak için komisyonlarda yer almalıdır diyoruz.
663 sayılı KHK ile kurumların ayrışmasının ne kadar mantıksız olduğunu gördük.Bu yapılan işlemle sadece birilerine makamlar verilirken ülke kaynakları çarçur edildi.Kopyala yapıştır mantığı ile yurt dışından kopyalan yönetme mantığı çökmüştür.Siz hiçbir özel hastaneye yönetimine KART yazıp işçi yada bir personel alınsın diye yazı gönderen siyasetçi  yada parti teşkilatı gördünüzmü? Yada kaç özel hastane yönetimi bu kart kabul eder ve istihdam oluşturur.
Ama maalesef 663 ruhunda siyasilerin adam yerleştirme yerleri olarak sağlık kurumları var.Hizmet alım yolu ile yapılan işlerde çalışanların referanslarında siyasilerin kartvizitleri var bu nedenle hastane yöneticileri karışamamakta bu insanlar kendi dünyalarında kafalarına göre çalışmaktadırlar
663 Sayılı KHK Sonrası; 657 sayılı yasa, Memurların, Kariyer ve Liyakat  ilkesine göre yükselebilmelerini öngörmüş olmasına rağmen, yıllardır uygulana gelen kayırmacılık sistemi nedeniyle kamu kurumları yönetilemez hale getirilmiştir. Kamu Kurumlarındaki yönetim makamları, siyasetçilerin ölçüsüz müdahaleleri ile ehil olmayan kişilerin eline bırakılmıştır.
Bir yönetici, idealist  bir şekilde görevine başlasa da, kendini gerçekleştirmek için çok yoğun emek harcasa da, siyasetin aşırı müdahalesi sonrasında, Kurumunu yönetememekte ideallerini ve yeteneklerini çok kısa süre içerisinde kaybetmektedir. Kamu kurumlarının yönetilememesi,  memurların yeteneksiz olmasından değil; Memurların, ehliyetsiz ve yeteneksiz kişilerce baskısı altına alınmasından kaynaklanmaktadır.
Özel sektörden yönetici transferinin yapılacak olması, kamuda çalışan memurları başarısız gibi gösterilesi ALGI DAYATMASI KABUL EDİLEMEZ. 
AKTİF SAĞLIK-SEN olarak fırıncı,oduncu,kasap v.b kişilerin yerine SAĞLIK İDAERİ Mezunlarınca yapılmalıdır. KPSS alımlarında bu okul mezunlarına kontenjan tanınmalıdır.Artık sağlık profosyenellerce yönetilmelidir. Bu tutum 657 sayılı yasanın ruhuna işlemesi gereken kariyer ve liyakat ilkesine, Devlet yönetim kültürü ve teamüllerine  uyulmalı 657 DMK nın 36 maddesinde yapılan değişikliğin 190 sayılı KHK ye eklenerek bumeslek guruna devlet memurluğu ile beraber idarecilik yolu açılmalıdır.
Sonuç Olarak; Hastanelerin bir çok fonksiyonunu (satın alma, personel, lojistik, kalite vb.) olan sağlık kurumlarında SAĞLIK İDARECİLERİ   yani  alanında uzman kişilerle koordineli bir şekilde yapmalarıdır.
Dünyanın en eski ve önemli mesleklerinde birisini icra eden olan hekimlerin hastalarıyla ve eğitimini aldıkları alanla daha fazla ilgilenmeleri gerektiğini ifade ediyoruz.
 Saygılarımızla
Hüseyin AYHAN
Aktif Sağlık-Sen
Yönetim Kurulu .A.

Hiç yorum yok:

KAYBOLAN SADECE VEFA DEĞİL